Bir yamaca bakan çıkmaz bir sokak, ve tuhaf görünüşlü Fransızlar... | Open Subtitles | هم من نوعية الناس الذين يبدون كفرنسيين تعساء و غريبي الأطوار |
Yine de bir şekilde bu tuhaf insanlar topluluğu yürüdü. | Open Subtitles | ومع ذلك، هذه المجموعة التي تجمع غريبي الأطوار تقوم بعملها |
Bir sürü sapık, bir sürü deli. | Open Subtitles | هناك العديد من غريبي الأطوار العديد من المنحرفين والمجانين |
Bu makina gerçekten tuhaf, ve bunun sonuçlarından biri ise insanların acayip olmaları. | TED | هذا الجهاز غريب حقاً ، وإحدى النتائج هي أن الناس غريبي الأطوار. |
Burası erkeklerin masası ve sen benim masama oturuyorsun. Neden sen ve senin şu küçük ucubelerin kalkıp gitmiyorsunuz? | Open Subtitles | وأنت تجلس في مقعدي، لذلك لما لا تبتعد أنت مع أصدقائك غريبي الأطوار ؟ |
ayrıca yabancı ülkelerle olan ilişkilerin teklik görüntüsüyle zarar görmesini istemediklerinin kesin olarak anlaşılmasını istediler, yani tuhaf gözükmek istemiyoruz. | TED | فإن عظمة شعب الولايات المتحدة لا يمكن تجسيدها بظهور شخص واحد، أي أننا لا نريد أن نبدو وكأننا مجموعة من غريبي الأطوار. |
Bu arada ben de 35 yaşında lise basketbol maçlarına giden tuhaf adamlardan biri olurum. | Open Subtitles | في هذه الأثناء ، سأكون أحد غريبي الأطوار.. الذين يبلغون 35 عاماً ويحضرون مباريات كرة السلة المدرسية |
Birazcık tuhaf Elliot. Tuhaflıkla baş edebilirim. | Open Subtitles | إنها غريبة الأطوار قليلاً فحسب ويمكنني التعامل مع غريبي الأطوار |
Babamın bazı tuhaf fanatiklerini etkilediğini biliyorum ama bu tamamiyle başka birşey | Open Subtitles | انا اعرف أن والدي اجتذب بعض المعجبين غريبي الأطوار ولكن هذا ينتقل بنا مستوى جديد |
tuhaf zenginlerle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا نتعامل مع رجال أغنياء عجائز غريبي الأطوار |
Orta yaşlı bir deli olmadığını nereden biliyorsun? | Open Subtitles | كيف تعرفين ان من تحادثينهم ليسوا غريبي الاطوار ؟ |
Ölülerle uğraşanlar deli olarak nitelendiriliyor. | Open Subtitles | و الأشخاص الذين يتعاملون مع الموتى يظهرون على انهم غريبي الأطوار |
Kötü saatler, çürükler, acayip canavarlar. | Open Subtitles | الساعات السيئة، وكثرة الكدمات، وحوش غريبي الأطوار. |
Bak, okuldaki çocukların %99'u ya acayip ya da acayip olduğunu gizliyor. | Open Subtitles | اسمع 99 من الطلاب في هذه المدرسة أما أن يكونو غريبي الأطوار أو مجانين الخزنات |
ucubelerin ve insandan aşağı yaratıkların dünyasında.. | Open Subtitles | في هذا العالمِ من غريبي الأطوار .و المخلوقات تحت مستوى البشريه |
Bu ucubelerin ve insandan aşağı yaratıkların dünyasında. | Open Subtitles | في هذا العالمِ من غريبي الأطوار .و المخلوقات تحت مستوى البشريه |
Beni tanıyan bir sürü antika insan var. Ama hiç kaçık olanıyla konuşmadım. | Open Subtitles | قابلت العديد من غريبي الأطوار في مجالي ولم أنعتهم بالمخبولين قط |
Bayanlar, baylar, saygı değer konuklar ve şehir dışından gelen tren sever inekler hepiniz hoş geldiniz! | Open Subtitles | مرحباً بكم أيها السيدات والسادة والضيوف الكرام، ومحبي الأفعوانية غريبي الأطوار من خارج البلدة |
Def olun manyaklar! Cadılar bayramı falan bilmem ben! | Open Subtitles | أغربوا عن وجهي يا غريبي الأطوار لا أقوم بالهالووين |
Hayat arkadaşı oldular ve garip bir şöhret kazandılar. | TED | أصبحا شركاء مدى الحياة وصارا من المشاهير غريبي الأطوار. |
Alkışlamalar Ben de bilgisayar delisi yabancıların yaptığı rastgele iyilikleri tanımlayan doğru modeli bulmaya çalışıyordum. | TED | (تصفيق) كنت أحاول التفكير بالنموذج الأصح لشرح هذا النوع من الأفعال العشوائية من اللطف بواسطة عباقرة غريبي الأطوار. |