Bence birkaç yıl içinde, insanlar pilotsuz, elektrikli bir VTOL hava taksisine binmek konusunda kendilerini oldukça rahat hissedecekler. | TED | وأعتقد أنه في غضون بضع سنوات، سيكون الناس مرتاحين جداً بالترحل في تاكسي جوي كهربائي وذاتي القيادة مثل فيتول. |
Sadece birkaç yılda tohum, bitki hatta bostan bile oluşturabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا خلق البذور والمزروعات، البساتين كلها في غضون بضع سنوات. |
Bu genler hücreleri belirli proteinler yapmaya yönlendirir ve sadece birkaç saat içinde embriyonun sağ ve sol tarafı kimyasal olarak farklılaşır. | TED | هذه الجينات توجه الخلايا لصنع بروتينات معينة، وفي غضون بضع ساعات، جهتا الجنين اليمنى واليسرى تختلفان كيميائياً. |
birkaç yıl sonra çıkıp, yaşlı bir karıyla evlenirsin... | Open Subtitles | و سوف تخرج في غضون بضع سنين و تقابل سيدة عجوز |
- Mm. Tamam, birkaç dakikaya burada olacak. | Open Subtitles | حسناً ، سوف يصل الى هنا فى غضون بضع دقائق |
"Kemerlerinizi bağlayın" işaretini yakıyorum. birkaç dakika içinde inmiş olacağız. | Open Subtitles | سأضع تنبيه ربط حزام الأمان الآن سنهبط على الأرض في غضون بضع دقائق |
birkaç yıl içerisinde bu araç hurdaya ayrıldı. | Open Subtitles | في غضون بضع سنوات أعني أن هذه السيارة مهملة |
Her şey plana göre giderse birkaç dakika içinde Windmark o basamaklardan çıkacak. | Open Subtitles | في غضون بضع دقائق، إن سارتْ كافّة الأمر كما خُطّط لها، |
Eğer işi çözerlerse birkaç saat içinde onu aramaya çıkarlar. | Open Subtitles | أقصد، أنهم سيشرعون البحث عنه في غضون بضع ساعات. |
Sevgili dsotlarım birkaç saat önce yeni bir yüzyılın gelişini kutladık birkaç saat sonra da şafak sökerken, beraber hazırladığımız bu muazzam deneyle yeni bir günü hep beraber kutlayacağız. | Open Subtitles | أصدقائي الأعزاء قبل ساعات قليلة احتفلنا بحلول قرن جديد و في غضون بضع ساعات أكثر |
Sadece birkaç yıl gibi kısa bir sürede kendi ot versiyonunu kendi "pişirme" versiyonuna sahip olacak kendi Journey versiyonunu dinleyeceksin. | Open Subtitles | ،في غضون بضع سنوات فقط ستزرع جميع أنواع العشب ويكون لك محصولك من القنب وتستمع بكلّ رحلاتك |
Yıllarını yeteneklerini geliştirerek geçirdin ama birkaç saat içinde seni kışkırtarak hepsini unutmanı sağladım. | Open Subtitles | لقد قضيت سنين تنمي قدراتك, وفي غضون بضع ساعات, جعلتك تنساها كلها ببساطة عن طريق استفزاز لك. |
Evet, birkaç saat içinde yok olması lazımdı. | Open Subtitles | نعم، من المفترض أن يتبدد في غضون بضع ساعات |
birkaç saat içinde, büyük ihtimalle kendi kanında boğulacakmışsın. | Open Subtitles | في غضون بضع ساعات، فمن المرجح لخنق في دمك. |
Sadece sakin ol. birkaç dakika içerisinde yeni bir adam olacaksın, ve hiçbir şey hatırlamayacaksın. | Open Subtitles | إهدأ, في غضون بضع دقائق ستُصبح رجُلاً جديداً ولن تتذكّر أي شيئ |
birkaç saat içinde yoğun bakımdan çıkarırız. | Open Subtitles | ولكننا سننزله إلى العناية المركزة في غضون بضع ساعات |
Böylece milyonlarca yıllığa denk bir evrimi bilgisayar içinde sadece birkaç dakikada yapabilirim. Veya karmaşık durumlarda bir kaç saatte. | TED | لذا بإمكاني عمل ما يماثل ملايين السنين من التطور على ذلك داخل الحاسوب في غضون بضع دقائق أو في الحالات المعقدة، في بضع ساعات. |
birkaç saat içinde ayağa kalkar. | Open Subtitles | سيتعافى كلياً في غضون بضع ساعات |
birkaç saat sonra işe gideceğim, tamam mı? | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى العمل في غضون بضع ساعات |
Sonucu birkaç saat içinde elimizde olur. | Open Subtitles | النتيجة ستكون هنا ، في غضون بضع ساعات. |