"غلطته" - Traduction Arabe en Turc

    • suçu
        
    • hatası
        
    • kabahati
        
    • hatasını
        
    Bize yaklaşmaya hakkı yoktu. Onun suçu. Burası kutsal bir alan. Open Subtitles ليس لديه حق للإقتراب منا إنها غلطته ، هذه مساحة مقدسة
    Her çocuk kendini suçlar. Kesinlikle çocukların suçu değildir. Open Subtitles كل فتى يشعر أنها غلطته لكن هذا غير صحيح أبداً
    Neden onun suçu olduğunu söyleyip bu işi unutmuyoruz? Open Subtitles لمَ لا نقول بأنّها غلطته و يمكننا بعدها نسيان ما جرى
    Oh, hayır, majesteleri, lütfen! Hepsi onun hatası. Open Subtitles كلا يا جلالة الملكة، أرجوك إنها غلطته هو
    Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu galiba. Open Subtitles لم تكن غلطته كان يعتقد أن ذلك طريق للخروج لقد خدعوه جيدا
    Bazen erkeklerin böyle yeteneği olur. Adamın suçu, kadının değil. Open Subtitles فالرجال يملكون تلك القدرة أحياناً، كانت غلطته لا غلطتها
    - Evet. Bana öyle bakma. Ben dinlemediysem adamın suçu ne? Open Subtitles لا تنظر لي هكذا ليست غلطته أنني لم أستمع له
    Sendika babamın geçirdiği kazanın kendi suçu olduğunu çünkü iş başındayken içki içtiğini söylemişti. Open Subtitles قال اتحاد العمال بأن حادث أبي كان غلطته لأنه كان يشرب أثناء الدوام
    Bunun onun suçu olmadığını ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles وأنت تعلمين وأنا أعلم، أنها لم تكن غلطته.
    Belki de adamın tek suçu çocuğunu çok sevmesi ve uçağı uçurmasına izin vermesiydi. Open Subtitles الذي كانت غلطته الوحيدة أنه أحب أبنه كثيراً وتركه يقود الطيارة
    Bana senden daha çok ihtiyaç duyması onun suçu değil. Open Subtitles إنها ليست غلطته أنه يحتاج إلي أكثر منك الآن
    Sana yaptığı şey için Duke'ten nefret ediyor olabilirsin ama bu onun suçu değil. Open Subtitles تستطيعين كره ديوك لما فعله لكنها لم تكن غلطته
    Hayır, bu tamamen onun suçu; ki belki de tek iyi haber bu. Open Subtitles كلا، الأمر بالكامل كان غلطته وعلى الأرجح فهذا هو الخبر الوحيد الجيد
    Kendi suçu olduğuna inanmak istemeyecek. Open Subtitles .هو لم يريد أن يتقبل بالواقع إن تلك كانت غلطته
    Hey hepiniz beni dinleyin, bu onun hatası değil. bu ikimiz arasında . Open Subtitles ابداً يا سيد لينو سيدي استمع إنها ليست غلطته
    - Evet, ama onun hatası değildi. - Zamanı geldi. Open Subtitles ـ نعم ، ولكنها لم تكن غلطته ـ لا يهم
    Tamamen onun hatası. Open Subtitles انها غلطته بالكامل حصل على ماله مبلغ جيد
    Onun hatası olduğunu söylemiyorum. Open Subtitles إنني لا أقول بأنها كانت غلطته إنني أحاول فقط أن أفهم
    Yanlış yaptığından endişeleniyorsan bu onun hatası değil. Open Subtitles إذا كنتِ قلقة بشأن انكِ ارتكبت خطأً فهذه ليست غلطته
    Aslında onun kabahati olmadığını biliyordum. Open Subtitles و رغم علمى بأن ذلك لم يكن غلطته هو شخصياً لكن
    Bu ufacık hatasını affedin lütfen. Open Subtitles إبحث في أعماق قلبك عن الرحمة لتعفو عن غلطته.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus