Ah, bu arada, sen yokken yarınki tertibin idaresi için seni seçtik. | Open Subtitles | . بالمناسبة ، في غيابك رشحناك للإشراف على صناعة أدوات الترفيه غدا |
Efendim, siz yokken, müdürlük yetkilerinizi devraldığımı farz edebilir miyim? | Open Subtitles | سيدي , في غيابك ينبغي علي أن أقوم بواجبات المدير؟ |
Sen yokken yardıma çok ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | إحتجنا لكلّ مسـاعـدة موجــودة أثنــاء غيابك |
Gemiye ateşlenmeden hemen önce varırsan yokluğun onları çok geç harekete geçirecektir. | Open Subtitles | إذا وصلت للسفينة قبل الإطلاق مباشرة غيابك لن ينبه الآخرون إلا بعد فوات الأوان |
Çok garip ama, sen yanımdayken hareketlerinden nefret ederdim ama Yokluğunda seni özlüyorum. | Open Subtitles | إنه غريب لكن متى كنت حوله أنا أمقتّك لكن غيابك يجعلني أفتقدك |
Bu süre zarfında bende burada durup senin yokluğunu örtbas edeceğim. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر، سأظل انا هنا بإمكانى أن أغطي غيابك |
Trenin seni uzaklara götürdüğünü gördüğüm an yokluğunun katlanılmaz olacağını anlamıştım. | Open Subtitles | لحظة رأيت القطار يأخذك بعيدا أنا أعرف أن غيابك سيكون ايطاق. |
Sen gittikten kısa bir süre sonra tamamen kendi işimi yapar hâle geldim. | Open Subtitles | مذهل أثناء فترة غيابك القصيرة تعلمت الإعتماد على نفسي تماماً |
Sen yokken toplandım. | Open Subtitles | حزمت أمتعتي خلال غيابك تركت بعض السراويل تحت وسادتك |
Buffy, sen yokken biz oturup konuştuk senin ne yapacağınla ilgili. | Open Subtitles | بافي , لقد كان بعض النقاش في غيابك حول ما ستفعلينه الآن |
İyi, sen yokken, Toshiko' nun aklına güzel bir fikir geldi. | Open Subtitles | حسناً ، في غيابك راودت توشيكو فكرة عظيمة |
Söz veriyorum sen burada yokken eğlenmeyeceğiz. | Open Subtitles | أعدك بأننا لن نحصل على أي مرح أثناء غيابك |
Sen yokken tişörtlerini falan kokladığımı düşünmeni istemem. | Open Subtitles | لا أعلم ما تفكر به ، ولكنى لا أريد أن تظن أننى أريد أن أشم رائحة ملابسك فى غيابك |
Sen yokken işlerin gittikçe kötüleştiğini inkar edemem. | Open Subtitles | أتعلم , لن أنكر بأنّ الأمور قد أصبحت أسوأ تدريجياً أثناء غيابك |
Hiçbir zaman itiraf edemese de yokluğun özellikle onun için çok zor oldu. | Open Subtitles | غيابك كان صعبًا عليه بشكل خاص. رغم أنّه لن يعترف بذلك بتاتًا. |
Biraz acı çeksem de yokluğun gayet iyi hissettiriyordu. | Open Subtitles | كان شعوري قويا ، ولكن كان أقل في فترة غيابك |
Eminim 25 yıllık Yokluğunda ailen seni çok merak etmiştir. | Open Subtitles | واثق أن مدة غيابك التي تعادل 25 عام أرضية قد أقلقت أبواك عليك |
Kurula yokluğunu açıklayacağım bunu birihtiyatla yapacağım. | Open Subtitles | وأنا سأشرح للمجلس حول غيابك وسيبقي الأمر سراً |
Kocanın portresini takdim edeceğimizi biliyorsundur yokluğunun yanlış mesajlar göndereceğinden korkuyorum. | Open Subtitles | أثق أنك تعلمين أننا سنكشف عن صورة زوجك غدًا، وأنا قلقة من أن غيابك سيرسل رسالة خاطئة |
Sen gittikten sonra bu dünya emin ellerde olacak. | Open Subtitles | هذا العالم سوف يكون تحت أيد أمينه بعد غيابك |
Majesteleri, yokluğunuzda kasabada bir salgın baş gösterdi. | Open Subtitles | يا صاحب الجلالة , كان هناك بداية صغيرة لطاعون في المدينة أثناء غيابك ولكن المرض قد خفت حدته الأن, والحمد للرب |
Evet, bir baba olarak yokluğuna gücenen, ve grup arkadaşlarından biriyle yatan karın. | Open Subtitles | إنها مستاءة من غيابك عن دور الأب, و هي تنام مع أحد الموسيقيين |
Ne bileyim, gittiğinden beri her gün mütemadiyen geldiler zaten. | Open Subtitles | يا عزيزى. الأمر أنه طيلة أيام غيابك كانوا يمرون علىّ |
Böyle kötü bir zamanda bırakıp gittiğin için kapıyı kendim açtım, ve karşıma en iğrencinden bir çingene çıktı! | Open Subtitles | أجبت الباب ,بعد غيابك لمدة وكان هنالك غجرية مقيتة |
Gittiğinde dibe vurdum. | Open Subtitles | شعرت بالسوء في غيابك |
Dollhouse'daki üç aylık yokluğundan önce mi başlamıştı? | Open Subtitles | هل بدأ قبل غيابك بثلاثة أشهرٍ من "بيت الدمى"؟ |
Ortadan kaybolman yüzünden zor bir hayat geçirdim Avatar. | Open Subtitles | لقد عشت في بؤوس بسبب غيابك أيها "الأفتار. " |