O evde herhangi sıra dışı bir olay olmuş mu? | Open Subtitles | أهناك أي شيء غير إعتيادي حدث في ذلك المنزل ؟ |
Ya da eşinizi kızdıracak sıra dışı bir şey var mıydı? | Open Subtitles | أو هل كان هناك شيءٍ ما غير إعتيادي دفعها للغضب الليلة ؟ |
Ancak flaştan önce hiçbiri herhangi olağan dışı bir şey görmemiş ve duymamışlar. | Open Subtitles | لكن لم يكن أي منهم رأي أو سمع أي شيء غير إعتيادي قبل الوميض |
Ama bu olağan dışı bir şey değildi. | Open Subtitles | منشغلاً , أجل لكن ليس هناك شيء غير إعتيادي بشأن ذلك |
Orada mükemmel bir hayatımız vardı, ve olağandışı bir şey yapmaya karar verdik. | TED | عشنا حياة رائعة هناك، وقررنا أن نفعل شيئا غير إعتيادي. |
Tabii onun bedeni anormal yapıda değilse. | Open Subtitles | مالم جسمه بشكل غير إعتيادي موصّل. لأن إذا تلك طبعة الكعب أوزوالد، |
-Ve oldukça alışılmadık bir şey- bir erkeğin bir kadın tarafından küçük düşürülmesi. | Open Subtitles | وانه شيء غير إعتيادي بالأعمل الفنية ان ترى رجل مُرَوّض من قبل إمرأة |
Sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. | Open Subtitles | يأخذ الساحر الشيء المألوف و يفعل به شيء غير إعتيادي |
Sanırım bu biraz sıra dışı bir durum. | Open Subtitles | لذا , أجل , قد أعتبر هذا أمراً غير إعتيادي قليلاً |
Vardiyası esnasında sıra dışı bir şey olmuş muydu? | Open Subtitles | هل حدث أيّ شيء غير إعتيادي خلال فترة عملها؟ |
25 yıllık bekleme süresi çok sıra dışı. | Open Subtitles | فترة خمول لمدة 25 عاما هي أمر غير إعتيادي للغاية |
Gün içinde yapması gereken sıra dışı bir şeyden bahsetmedi. | Open Subtitles | لم تقل أي شيء حيال وجود أي شيء غير إعتيادي كان عليها فعله ذلك اليوم. |
Dün gece olağan dışı bir şey oldu mu? | Open Subtitles | هل كان هناك شيءٍ غير إعتيادي ليلة البارحة ؟ |
Ciddi travma geçiren küçük yaştaki çocukların yaşadıkları olayı tamamen unutmak istemeleri olağan dışı bir durum değil. | Open Subtitles | إنّه شيء غير إعتيادي عندما يخوض الأطفال الصّغار تجربة صدمة حادّة أن يقوموا بمسحها من ذاكرتهم |
olağan dışı bir şey olursa diye günün 24 saati hemşire bulunduruyoruz. | Open Subtitles | لدينا ممرضة متاحة خلال الـ 24 ساعة في حال كان هناك شيء غير إعتيادي |
Bu, mağaralar için çok olağan dışı. | TED | هذا شيء غير إعتيادي في الكهوف. |
Sence felç mi geçirdi? Ameliyatta olağandışı bir şeyler var mıydı? | Open Subtitles | وهل كان هناك شيء غير إعتيادي بالإجراءات ؟ |
Bu sıradan bir ayı gibi görünebilir ancak içinde olağandışı bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | قد تبدو هذه كأنثى دب عادية لكن شيء غير إعتيادي يحدث بداخلها |
Ama olağandışı bir şey yapmıyordu, o yüzden onu görmemiş gibi davrandım. | Open Subtitles | حسناً , لكنها لم تكن تفعل أي شيء غير إعتيادي لذلك تظاهرت فقط أنّني لم أرَها |
Bu şey anormal derecede hızlı bir hamilelik geçirdi. | Open Subtitles | حمل هذا الشيء بشكل غير إعتيادي صوم. ماذا لو أنّ الحرارة نشّطتها؟ |
anormal bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غير إعتيادي هنا. إنه يدغدغ قليلاً. |
Dağ gelinciklerinin alışılmadık birşekilde zeki olduklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كنت تعلم بأن النمس يتمتع بذكاء غير إعتيادي |
Son zamanlarda meydana gelen alışılmadık bir şeyler ? | Open Subtitles | أيّ شيء غير إعتيادي يحدث في الآونة الأخيرة؟ |
Sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. | Open Subtitles | يأخذ الساحر الشيء المألوف و يفعل به شيء غير إعتيادي |
Oscar, Scranton Şubesi'nde çalışan olağanüstü bir muhasebecidir ve kendisinin bizi bu çıkmaz yoldan çıkaracak .harikâ fikirleri var. | Open Subtitles | أوسكار محاسب غير إعتيادي في فرع سكرانتون ولديه فكرة رائعة عن كيفية |