Herkesin hakkında aptalca bir şekilde çözümsüz dediği faili meçhul bir davamızı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ قضية غير محلولة لنا التي يقول عنها الجميع بحماقة غير قابلة للحل |
- faili meçhul olarak kalacak, en azından bana göre. - Herkes binsin! | Open Subtitles | وسوف تظل غير محلولة هكذا ,على الاقل بواسطتى |
Başımızda çözülmemiş bir cinayet kalmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا نستطيع ان نترك جريمة غير محلولة على روئساءنا |
Bilhassa berbat çözülmemiş bir cinayet törensel bir ölüm doğaüstü gibi görünen bir kaçırma olduğunda bu dosyanın içine konurdu. | Open Subtitles | إذا كان هناك بالتحديد جريمة بشعة غير محلولة قتل شعائري |
Bile bile tahtaya kırmızıyla yazmayalım. | Open Subtitles | لا يمكننا إستحداث قضايا غير محلولة بمحض إرادتنا |
çözülememiş bir cinayet var. | Open Subtitles | هناك قضية قتل غير محلولة إمرأة وجدوها مخنوقة |
Bu dava da, bir genç bayanın öldürüldüğü, çözülemeyen davalar arasındaki yerini alacak. | Open Subtitles | التي ستبقى على ما يبدو غير محلولة ستصبح أحد تلك الإحصائيات من القضايا الغير محلولة |
çözülmemiş cinayet olarak kayıt edeceğim. | Open Subtitles | لكنّي، أعتقد أنّي سأعلن هذه . جريمة قتل غير محلولة |
DNA, Teksas'taki faili meçhul bir vakadakiyle aynı çıktı. | Open Subtitles | بحثت عنه في نظام الفهرسي للحمض النووي الموحد الحمض النووي المنوي مطابق لقضية غير محلولة في تكساس |
Balistik incelemede, dört faili meçhul cinayetle bağlantısı çıktı. | Open Subtitles | لحد الآن، يربطه قسم المقذوفات بأربع جرائم قتل غير محلولة. |
Duyduğuma göre faili meçhul bir cinayeti olan tek biz değiliz. | Open Subtitles | كما سمعت لسنا الوحيدون الذين لديهم قضايا غير محلولة. |
2004-2006 yılları arasındaki bütün faili meçhul cinayetlere baktık. | Open Subtitles | لقد راجعنا كل جريمة قتل غير محلولة من عام 2004 إلى 2006 |
Ve onların arasında, Fas'taki faili meçhul bir cinayet hakkında bir hikaye ve bir isim vardı. | Open Subtitles | ووسط كل ذلك كانت هناك قصة عن قضية قتل غير محلولة في المغرب |
Kurbanlar masum olmasa bile hiç bir cinayet faili meçhul kalmamalı ve hiç bir katil serbestçe dolaşmamalı. | Open Subtitles | وحتى إن لم يوجد ضحايا أبرياء لا يجب أن تُترك أي قضايا قتل غير محلولة وألا يُترك أي قاتل طليق |
- çözülmemiş bir davayı daha kaldıramazsın şu an. | Open Subtitles | لا يمكنكِ تحمّل إعادة قضيّة غير محلولة إلى قضاياكِ الجارية |
Belki de çözülmemiş bir cinayetimiz ve video oyununda saklanan bir katilimiz olduğu içindir. | Open Subtitles | ربما لأن لدينا قضية غير محلولة بقاتل يختبئ في لعبة فيديو |
Çocukluğundan beri çözülmemiş bir sürü sorunla boğuşuyorsun. | Open Subtitles | منذ أن كنت فتى صغير وأنت تعيش مع أمور كثير غير محلولة. |
Silah henüz çözülmemiş bir cinayette kullanılmış. | Open Subtitles | المُسدس الذي أُستخدم بقضية قتلٍ غير محلولة |
"Bile bile tahtaya kırmızıyla yazmayalım" | Open Subtitles | لا يمكننا إستحداث قضايا " " غير محلولة بمحض إرادتنا |
Daha doğrusu, belgelerin hepsi öyle gösteriyor. On beş yıllık, çözülememiş bir vur-kaç davası. | Open Subtitles | أوراقهُ كلها كانت عن قضية غير محلولة لفتاة بالـ 15 من عمرها تمَّ دعسها |
2 yıl önce Los Angeles'ta işlenmiş ve çözülememiş bir cinayet vakası olacak. | Open Subtitles | هذه ستكون جريمة قتل غير محلولة لوس انجلس، قبل سنتين |
Evet, 90'lardan çözülemeyen bir dava. | Open Subtitles | نعم , أنها قضية غير محلولة من التسعينيات. |
İki çözülmemiş cinayet davasının dosyalarını arşivden istemiştim. | Open Subtitles | طلبتُ قضيتان غير محلولة من الأرشيف. |