Sanırım dansa gidebilmek amaçlı 300 dolar istemek için Kötü bir zaman. | Open Subtitles | هل هذا وقت غير مناسب لطلبي ثلاثمئة دولار من أجل حصص الرقص. |
- Gitsek iyi olur. - Savaş için Kötü bir zaman. | Open Subtitles | - من الافضل ان نذهب - انه وقت غير مناسب للحرب. |
Bu herkesi kızdırmak için çok Kötü bir zaman olacak, | Open Subtitles | هذا توقيت غير مناسب تماماً لإزعاج الجميع |
Mesajlaştığım birkaç kız vardı ama sonunda hep uygunsuz bir şey söyledim. | Open Subtitles | أعني، كنت أراسل بالهاتف لكن دائماً ينتهوا يقولي لهم شيئاً غير مناسب |
Modern fizikte, zamanın gerçekten var olmadığını saptamak için büyük bir hareket var, çünkü verilerle çok uygun değil. | TED | هناك حركة كبيرة في الفيزياء الحديثة للحسم أن الوقت ليس له وجود حقاً, لأنه غير مناسب لأن يكون له بنية, |
O, Yanlış bir zamanda yanlış yakada doğdu. | Open Subtitles | لقد ولد في وقت غير مناسب على الجانب الخاطيء من النهر |
Belki de gitmeliyim. Sanırım Kötü bir anınıza denk geldim. | Open Subtitles | يجدر بى الذهاب لقد حضرت فى وقت غير مناسب . |
Oğlunuz kuyuya düşmek için Kötü bir zaman seçti. | Open Subtitles | اختار ابنك وقتاً غير مناسب للسقوط داخل بئر. |
Hey, sik kafalı. Kötü bir zamanda mı geldim? | Open Subtitles | هيه ايها الأبله هل حضرت في وقت غير مناسب |
Biliyorum, çok Kötü bir zaman... ama konuşmamız gerek. | Open Subtitles | أعلم أنه وقت غير مناسب لكن مهم جداً أن نتحدث |
Rahatsız ettiğim için özür dilerim.Umarım Kötü bir zamanda gelmedim. | Open Subtitles | آسفة لمضايقتك اتمنى ان لايكون الوقت غير مناسب |
Telefonla konuşmak için Kötü bir zaman seçmiş. | Open Subtitles | هذا وقت غير مناسب لتقوم باتصال هاتفي يا صديقي |
Bu onun her söylediğine inandığım anlamına gelmiyor. Tamam, Kötü bir örnek. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أن أصدق كل ما يقول حسناً، إنه مثال غير مناسب |
Daha Kötü bir zaman düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكيرفي وقت غير مناسب أكثر من هذا |
Üzgünüm. Yardımın gerek. Kötü bir zaman mı? | Open Subtitles | . اهلا أحتاج الى مساعدتك هل هو وقت غير مناسب ؟ |
Çok uygunsuz bir zaman olduğunun farkındayım ama şimdi senden çok büyük bir iyilik istiyorum. | Open Subtitles | أدرك أن الوقت غير مناسب لكن لدي طلب كبير عندك |
Daha sonra, eğer uygunsuz bir hareket yaptığımı düşünüyorsan, ne yapman gerekiyorsa yapabilirsin. | Open Subtitles | بعد ذلك, اذا كنت تشعر أننى تصرفت بشكل غير مناسب, افعل ما يجب عليك فعله |
Giyinişi hiç uygun değil, bir de şu perukasına bak. | Open Subtitles | مظهرها غير مناسب على الأطلاق وانظر للشعر المستعار |
Bak, um, burada kalıp seninle sonsuza kadar tartışabilirim, fakat Yanlış bir zaman seçmişsin. | Open Subtitles | إنظر،أم، إنني أود حقاً مناقشة ذلك لكنك، قد إخترت وقتاً غير مناسب |
Baksana şimdi görevimizden kuşkulanmanın sırası değil. | Open Subtitles | أنظر, هذا الوقت غير مناسب لنشكك بمهمتنا. |
Beklenilen bir tepki olmaz mı, öyle değil mi? | Open Subtitles | هذا سيكون رد فعل غير مناسب ألا تعتقد ذلك ؟ |
Aslında, yarın hiç iyi değil, ama yarından sonra... | Open Subtitles | في الحقيقة، غداً غير مناسب لكن بعد غداً.. |
Peder, uygun bir zaman değil. Daha sonra gelin. Kızınızla konuşmalıyım. | Open Subtitles | أيها القس، أخشى أن الوقت غير مناسب ستضطر للعودة فيما بعد |
Dışarısı o kadar soğuk ki üzerimdekiler dışarı çıkmak için pek uygun değil gibi. | Open Subtitles | أنا اشعر بأن هذا لباس غير مناسب بالنظر إلى مدى برودة الجو |
Oh, Tanrım, olmaz çünkü bu hiç bana göre değil. | Open Subtitles | لن نقوم بشراء باستا جاهزة ، آنستي لا يا الهي لأن هذا سيكون حساسًا و غير مناسب |
Zamanla neyin güzel olmadığını öğreniriz. Bu arada neyin güzel olmadığını öğrenirken öğrendiğimiz şeylerden bir tanesi de neyin güzel olduğu. | TED | ولكن تدريجيا نتعلم ما هو غير مناسب، واحدة من الأشياء التي نتعلمها في الوقت نفسه الذي نتعلم فيه ما هو غير مناسب هو ما هو مناسب. |