Bu önemli değil tabii, çünkü sizin işiniz insanları korumak değil! | Open Subtitles | لكن هذا غير مهم ليس لان هذا من مهمتنا حماية الناس |
Aslında sizin penis boyunuzu ölçmeniz çok da önemli değil. | Open Subtitles | عندما قمتم بقياس طول قضيبكم، في الواقع، ذلك غير مهم |
Sizin için ve çevre için iyi olduğu sürece gerisi hiç önemli değil. | TED | طالما انه مفيد و طعمه جيد و غير ضار للبيئة .. نعم الامر غير مهم |
Şimdi bunların önemi yok efendim. Lütfen, gücünüzü askeri mahkemeye saklayın. | Open Subtitles | هذا غير مهم الآن، سيدي رجاءاً حافظ على قوتك لمحاكمتك العسكرية |
Korsan olmak istiyorsam yaşımın bir önemi yok, ha? | Open Subtitles | إذا أردت أن أكون قرصاناً , فإن عمري غير مهم هه ؟ |
Öldüğümü düşündün ve beni önemsiz bir şeymiş gibi atabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | ظننتَ أني رحلت، لذلك ظننتَ أنّه يمكنُك رميي كأنّي شيءٌ غير مهم |
Birincisi fark etmez ama ikincisi ile anlaşmaya mecbursun. | Open Subtitles | الأول غير مهم أما الثاني فأنت مجبر على التعامل معه |
Evet, önemli bir şey değildi. Küçük bir şey. önemli değil. | Open Subtitles | نعم, كنت أريد التحدّث في شيء لكنّه غير مهم,لا عليك |
Biliyor musunuz, Boş verin. Bu gerçekten- O kadar önemli değil. Tamam mı? | Open Subtitles | أوتعلمان، لا تهتما إنه حقاً أمر غير مهم حسناً؟ |
Sistemi yokedebilir, ama bu önemli değil. | Open Subtitles | قد يدمر ذلك النظام بأسره ولكن هذا غير مهم |
Bence enerji önemli değil, kristallerdeki anlık izi önemli. | Open Subtitles | أعتقد أن أثر الطاقة الماضية غير مهم في أثرة على البلورات |
Bu önemli değil. Onun suçlamaları bizim için küçük bir rahatsızlık olur. | Open Subtitles | هذا غير مهم , الإتهامات الموجهه له ستكون عائق ثانوي لصالحنا |
- önemli değil. Onu gördün mü? - Bir müşteriyle birlikte gitti. | Open Subtitles | ـ هذا غير مهم ، هل رأيت سعيد ـ لقد اتى ، ثم ذهب مع زبونته المفضلة |
Klitz, Yale'e kabul edildin. Artık derslerin önemi yok. | Open Subtitles | كليز، لقد دخلت إلى يايل أعني، إنه غير مهم لك بعد |
Klitz, Yale'e kabul edildin. Artık derslerin önemi yok. | Open Subtitles | كليز، لقد دخلت إلى يايل أعني، إنه غير مهم لك بعد |
Unut gitsin. Uzun zaman önceydi. Bir önemi yok. | Open Subtitles | إنسيه يا جينا لقد كان منذ زمن طويل وهو غير مهم |
önemi yok, çünkü bunu yine yapacaksın, değil mi? | Open Subtitles | هذا غير مهم لأنه سيكون عليك أن تفعلها مجدداً، حسناً؟ |
Geçmişin önemsiz bir kısmının öne çıkarılması, ...benim açımdan elbette. | Open Subtitles | أصبحت نوعاً ما جزء غير مهم من الماضي, بالنسبة لي. |
Her neyse bak sana burada hamileyim diyorum, sen kalkmış ukalalık ediyorsun. | Open Subtitles | انا اخبرك انى حامل وانتى تتصرفين وكان هذا غير مهم |
Ebeveynlik iyi şekilde yapılırsa yoksulluğun önemli olmadığını ileri sürebilirsiniz. | TED | نستطيع الجدال بانه أمر غير مهم لو أن الطفل وُلد فقيراً. مازال لديه أبوين جيدين، وسيقومون بتربيته جيداً. |
Hiç Farketmez diyorsun, peki bu kanıya nasıl vardın? | Open Subtitles | حسناً ، بما أنك ترينه غير مهم من اي الأصناف أنت؟ |
Sen ve ben, aramizdaki fark You and i can go on for years, önemli değilmiş gibi davranarak yillar boyunca yaşayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نقضي سنوات أنا و أنتِ بالإدعاء أن الفرق بيننا غير مهم |
Bir dili konuşmuyordu ama bu önemli değildi. | TED | لم يتحدث لغة لكن ذلك كان غير مهم |
Buradan çıkış biletim olması haricinde alakasız biri. | Open Subtitles | انه غير مهم عذا عن كونه بطاقتي للخروج من هنا |