Eğer kaybedersek, en azından piçin son nefesini verdiğini bilerek ölürsün. | Open Subtitles | إن خسرنا، فأقلّها ستموت عالمًا بأن النغل نال أخيرًا ما يستحق. |
Eğer sonunda bir mezara gireceksen, en azından kendininki olmalı. | Open Subtitles | إن كان سينتهي المطاف بالمرء في القبر، فأقلّها أن يكون قبره هو |
Ve eğer sözünde durmadıysan, en azından bir açıklama yapacaksın. | Open Subtitles | وإذا لا يمكنك الوفاء بالوعود فأقلّها وضح السبب. |
Ama onu yanında sen varken kontrol edersem en azından sana özgürlüğünü garanti edebilirim. | Open Subtitles | لكنّي إذا تحكّمت بالمخلوق وأنت بجانبه، فأقلّها سيمكنني ضمان حريّته. |
Senden rica ediyorum, eğer onu destekleyemiyorsan en azından onu kışkırtacak herhangi bir şey yapma. | Open Subtitles | ألتمس منك يا أختاه، إن تعذّر عليك دعمه، فأقلّها لا تفعلي شيئًا يغضبه. |
Hâlâ diğer taraftaysak en azından yaşayan insanları görebilmemiz gerekirdi. | Open Subtitles | طالما ما نزال بالجانب الآخر، فأقلّها يتعيّن أن نتمكّن من رؤية الأحياء. |
Bunun için gelmeyeceksen de en azından Caroline'ı Enzo'dan kanka olmayacağı konusunda uyarmak için gel. | Open Subtitles | لو ليس لهذا الغرض، فأقلّها أقنع (كارولين) أن (إينزو) لا يصلح أن يكون صديقًا صدوقًا جديدًا. |
Eğer Jones'u bulamazsak, en azından birimizin Jenkins'e sağ salim dönmesine ihtiyacım var. | Open Subtitles | إن لمْ نجِد (جونز)، فأقلّها على أحدِنا أنْ يعود لـ(جينكينز). |
en azından ölürken yanında olurum. | Open Subtitles | فأقلّها سأكون معها حين تموت. |
Bu konuda sana haksızlık ediyor gibi ve Elena'yı sana kaptırdığım için üzgün gibi göründüğümü biliyorum ve üzgünüm de, ama tüm bunlar bittiğinde eğer benim için asla eskiden olduğu gibi hissetmezse o zaman en azından bu onun seçimi olacak. | Open Subtitles | أعلم أنّي قد أبدو غير منصف حيال هذا مثل غضبي عليكَ لخسارتي (إيلينا) وإنّيلغاضب،لكنبعض انقضاءهذا... إن اختلفت مشاعرها الأصليّة نحوي فأقلّها سيكون ذلك خيارها |