Açıkçası, Bayan Hayward'ın aksine, ...bir hüküm vermeden önce bütün gerçekleri toplamayı severim. | Open Subtitles | خلافًا للآنسة هايوورد فأنا أحب أن أعرف كافة الحقائق قبل أن أصدر حكمًا |
Yanlış anlamayın, o adamı çok severim ama manevi yönü pek yoktur. | Open Subtitles | لا تفهماني على نحو خاطئ فأنا أحب الرجل إنه ليس متعلق بالدين |
Sen de nedimen olmama izin verdiğin için sağ ol. Düğünlere bayılırım. | Open Subtitles | أشكرك جزيلاً لطلبك منى أن أكون وصيفة شرفك ، فأنا أحب الأفراح |
Belki bir anlaşma yapabiliriz. Pastaya bayılırım. | Open Subtitles | ربّما يمكننا عقد إتّفاق فأنا أحب الفطائر |
Ben de yardım edeyim. Kıyafet katlamaya bayılıyorum. | Open Subtitles | دعني أساعدك فأنا أحب وضع الأشياء جنبا لجنب |
Emirleri ve şirket kayıtları raporlarını çok seviyorum. | Open Subtitles | فأنا أحب طلبات وتقارير سجل الشركات. |
Seninle çıkmak hoşuma gider. Ancak daha fazlası olamaz. | Open Subtitles | أما أنت, فأنا أحب الخروج معك فقط لا أكثر ولا أقل |
Yeni şeyler yapmayı da yeni şeylerin olmasını sağlamayı da severim. | TED | فأنا أحب القيام بأشياء جديدة والمساعدة على تحقيق الأشياء الجديدة. |
Yalnızca seni sevdiğimden değil, Tüm Yunan tebaasını severim. | Open Subtitles | ان ذلك لا يعود لأنني معجب بك فقط فأنا أحب بكل الرعية اليونانية |
- İmkanı yok. Burada bol bol sörf yaparız Lance. Operasyonları erken bitirmeyi severim. | Open Subtitles | نحن نقوم بالكثير من ركوب الموج هنا فأنا أحب أن أنهى العملية مبكراً |
Sorun değil, çocukları severim çünkü kendilerine çok güvenirler. | Open Subtitles | لا تكوني قلقة بشأنها فأنا أحب الأطفال انهم يتميزون بالثقة العالية بالنفس |
Büyük bankalar, küçük bankalar. Ben para kazanmayı severim. | Open Subtitles | بنوك كبيرة أو صغيرة فأنا أحب جني الأموال |
Keşke konuşsaydım. Çinli kadınlara bayılırım. | Open Subtitles | وجب أن أتكلّم معها فأنا أحب النساء الصينيات. |
Bir de Boston'a yerleşme kısmı var. Boston'a bayılırım. | Open Subtitles | بالاضالة الى العيش في بوسطن فأنا أحب بوسطن |
- Eğlenceli sohbetlere bayılırım. - Bu Rosings Park'ta bulamayacağınız türden bir şey? | Open Subtitles | ـ فأنا أحب الحديث الممتع ـ وهذا لن تجده فى روزينج بارك |
Hayır, hayır. Aslında, iyiyim. Hapishane hücrelerinde yatmaya bayılırım. | Open Subtitles | ، لا ، ففى الحقيقة أنا بخير ، فأنا أحب النوم فى غرف السجن |
Çikolata beni canlandırıyor. Portakallı bitter çikolataya bayılıyorum. | Open Subtitles | الشيكولاته تمُدني بالطـاقة، فأنا أحب البرتقال المُر بالشيكولاتة |
Seninle sevişmeye bayılıyorum, çok uzun süre dayanıyorsun. | Open Subtitles | فأنا أحب فعل ذلك معك و لكنك تجعله يدوم لفترة طويلة |
Bu şarkıyı çok seviyorum. | Open Subtitles | فأنا أحب هذه الأغنية |
Jake, bu harika olur. O küçük kızı çok seviyorum. | Open Subtitles | سيكون هذا رائعاً يا (جايك) ، فأنا أحب تلك الفتاة الصغيرة |
Sık sık berbere giderim. Bu çok hoşuma gider. | Open Subtitles | أذهب للحلاق في أغلب الأحيان فأنا أحب ذلك |