Bakın Bay Meyer, bugün yaptığınızın önemi yok Siz gerçek suçlular değilsiniz. | Open Subtitles | سيد ماير ، مهما صدر منكم اليوم فأنتم لستم مجرمين بالمعنى المعروف |
Biz birbirimize bağlıyız. Burada yaşadığınıza göre Siz de Güneylisiniz. | Open Subtitles | نحن نعتني ببعضنا، وطالما أنكم تعيشون هنا فأنتم جنوبيون كذلك |
Sen tipik bir cerrahsın ve Siz cerrahlar duyarsız, kendini beğenmiş ve ilkokul dört espri anlayışına sahip insanlarsınız. | Open Subtitles | أنت جراح نموذجي ، وكما أنها قاعدة فأنتم أيها الرجال عديمي الحس والمغرورين ولديكم الحس الفكاهي بشأن الرافعة الرابعة |
Ama gördüğünüz tek şey buysa o zaman beni görmüyorsunuz göremiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | لكن إن كان هذا ما ترونه فأنتم لا ترونني لا تستطيعون رؤيتي |
Eğer yakın bir zamanda burada bir ev aradıysanız bu probleme aşinasınız demektir. | TED | وإذا كنتم قد حاولتم مؤخراً العثور هنا عن منزل، فأنتم إذن مطلعون على هذه المشكلة. |
Unutmayın Siz bir takımsınız. Eğer takım olamıyorsanız Sizler de kovulursunuz. | Open Subtitles | تذكّر، أنتم فريق، وإن لم تستطيعو العمل كفريق فأنتم مطرودون أيضاً |
Siz sadece arkadaşsınız bu yüzden dünyanın sonu olacağını düşünmedim. | Open Subtitles | فأنتم مجرد أصدقاء جميعاً، فلا أعتقد أن يكون الأمر مهماً؟ |
Hayır, Siz çocuklarla ve başka şeylerle meşgulsunüz, bir çok sebebiniz var. | Open Subtitles | لا .. فأنتم مشغولون بالأطفال و حياتكم الخاصة و هناك أسباب عديدة |
Siz bana kim olduğum gerçeğini en derin şekilde gözler önüne sermem için şans tanıyorsunuz. | TED | فأنتم الآن تحتفظون بمكان لي لكي أفصح لكم عن ماهيتي الحقيقية. |
Eğer ben bunu kendim için yapabiliyorsam, Siz de kendiniz için yapabilirsiniz. | TED | إذا استطعت أن أفعل ذلك بنفسي، فأنتم تستطيعون ذلك. |
Görüyorsunuz, tek ihtiyacınız bir tek insan size kendi gücünüzü gösterecek ve Siz yola çıkıvereceksiniz. | TED | فكما ترون, فأنتم لا تحتاجون لأكثر من شخص فقط لينير عليك ويريك ما بك من قوة |
Eğer Twitter' ı veya diğer sosyal ağları kullanıyorsanız, ve farkına varmadığınız çoğu Brezilyalıyla aranızdaki boşluktur, Siz de bizim gibisiniz. | TED | ولكن إذا كنتم تستخدمون تويتر أو إحدى الشبكات الإجتماعية الأخرى ولم تدركوا أنها مساحة تمتلىء بالكثير من البرازيليين، فأنتم مثل غالبيتنا. |
Kask da yoksa başınız belada demektir. | Open Subtitles | إن لم تكن لديكم خوذ فأنتم في مشكلة حقيقية |
Biz Kore'nin en iyi özel birliğiysek, bir şeyleri başarmışız demektir. | Open Subtitles | لو أنتم في أفضل وحدة خاصة كورية، فأنتم ناجحين |
İkinci olarak, eğer antreman 3'te başlıyorsa, 2:55'de Siz geç kalmışsınız demektir. | Open Subtitles | ثانياً, إذا كان التدريب يبدأ فى الثالثة فأنتم متأخرين إذا جئتم فى الـ 2: 55 |
İkinci olarak, eğer antreman 3'te başlıyorsa, 2:55'de Siz geç kalmışsınız demektir. | Open Subtitles | ثانياً, إذا كان التدريب يبدأ فى الثالثة فأنتم متأخرين إذا جئتم فى الـ 2: 55 |
Ve Sizler bu insanlarsınız. Ben sadece yalnız bir bilginim. | TED | فأنتم العالم. أما أنا فمجرد عالمة وحيدة. |
Demek Sizler, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı birine yaklaşabileceklerini düşünen gazetecilersiniz. | Open Subtitles | إذاً فأنتم مراسلون إعلاميون يؤمنون بأنهم يستطيعوا الإقتراب من شخص لا يستطيع أى أحد الإقتراب منه |
TR: o zaman şu anda yüzde 86 oranda kesinsiniz? | TED | توم رايلي: إذاً فأنتم الآن دقيقون بنسبة 86 في المئة؟ |
Ne olursa olsun Hepiniz çok övüldünüz. Geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | وفي جميع الحالات فأنتم أتيتم بتوصية كبيرة لذا شكراً لكم |
En fazla zarar gören sizsiniz. | Open Subtitles | فأنتم متضررون أكثر منّا جميعاً |