Yani Cole Center ile ilgili hatanın tam olarak ne olduğunu bulmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | إذا، فأنت تحاول أن تجد ماهو الخطب بالضبط في مبنى كول المركزي |
Teklifini reddettiğini mi söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لذا فأنت تحاول إخبارى أنك قد أستدرت عليه ؟ |
Evet, normal miyim anlamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | نعم ، إذن فأنت تحاول أن تعرف إذا ما كنتُ رجلاً طبيعياً أم لا |
Olmadığın biri gibi davranmaya çalışıyorsun ve bunu yaparken de elinde kalan aileyi mahvediyorsun. | Open Subtitles | فأنت تحاول أن تكون شخص ليس أنت وعلى هذا النهج ستحطم العائله التي قد غادرتها |
Onu sıkıştırdığınızda, plazma, sıkıştırma hızından daha hızlı bir şekilde soğuyor. Yani, sıkıştırmaya çalışıyorsunuz, fakat plazma soğuyor da soğuyor, ve kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. | TED | إذا حينما تضغط على هذا، تبرد البلازما أسرع من سرعة الضغط، لذا فأنت تحاول ضغطه، لكن البلازما تبرد وتبرد وتبرد وبعدها لا تفعل شيئا على الإطلاق. |
Maskenin seni nasıl kışkırttığını görmezden gelmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | فأنت تحاول أن تتجاهل استثارة القناع لك |
Kötü bir adam olduğunu sandığından iyi adamların yaptıklarını yapmaya çalışıyorsun örneğin hoşlandığın ama sevmediğin birine kendini adamak gibi. | Open Subtitles | لذا، لأنّك تعتقد أنّك شخص سيء فأنت تحاول أن تقوم بالأشياء التي تعتقد أن الشخص الجيّد قد يقوم بها مثل الالتزام لشخصٍ أنتُ مُعجبٌ به |
Bence bu şu anlama geliyor: Beyniniz taranıyor olsa bile, ki bu tamamen sıkıcı bir şey, hiç ilgi çekici de değil, birinin "A ha ha ha ha ha" diye güldüğünü duyunca, neden güldüklerini anlamaya çalışıyorsunuz. | TED | و أعتقد أن ما يعنيه ذلك هو، حتى و إن تم إخضاعك لإجراء مسح دماغي و هو شيء ممل جدا و ليس مثيرا للإهتمام أبدا عندما تسمع شخصا يفعل مثل، "ها ها ها ها" فأنت تحاول أن تفهم لماذا يضحكون. |
- Öyleyse çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | نعم أذا فأنت تحاول |