| Karakter dediğin döşemenin herbir tarafına akıp yapışmış am suyuysa O halde, evet. | Open Subtitles | إذا كنت تعني بالشخصية هي وجود بواقي إفرازات النساء في رمكان بالسيارة فإذاً أنت على حق تماماً |
| O halde neyi iyi yapıyorsanız onu yaparsınız. Ona dokunulmazlık falan sağlarsınız. | Open Subtitles | فإذاً قوموا بما ترونه مناسب اعرضوا عليه الحصانة أو أي شيء |
| Maskeyse, O halde bende değil. | Open Subtitles | إذا كان من أجل القناع ، فإذاً أنا لا أملكه |
| O halde herkesin bu konuda endişe duyması gerekiyor. | Open Subtitles | فإذاً يجب على الجميع أن يقلق من هذا الموضوع. |
| Fakat eğer depresyonunuzun olduğunu söylüyorsanız, ve her gün yirmi dakika başınızın üzerinde durmak kendinizi iyi hissettiriyorsa, O halde işe yaramıştır, çünkü depresyon nasıl hissettiğinizle ilgili bir hastalıktır, ve eğer iyi hissediyorsanız, O halde sonuç olarak artık depresif değilsinizdir. | TED | لكن إن قلت إن لديك اكتئاب، و أن الوقوف على رأسك 20 دقيقة كل يوم يجعلك تشعر بتحسن، إذاً فقد نفع بالفعل، لأن الاكتئاب هو مرض يتعلق بكيفية شعورك، و إن شعرت بتحسن، فإذاً إنك لست مكتئب على نحو فعّال. |
| O halde Başbakan ile konuşmalıyım. | Open Subtitles | فإذاً أحتاج للتحدث مع رئيس الوزراء |
| O halde ne yapılması gerektiğini biliyor olman lazım. | Open Subtitles | فإذاً عليك معرفة ما يتوجب أن يتم عمله |
| "Bir, iki, üç..." demen gerekiyor O halde. | Open Subtitles | فإذاً أنت تحتاج إلى قول: واحد،إثنان،ثلاثة... |
| -Neden O halde? | Open Subtitles | فإذاً لماذا هي لا تحبك؟ |
| O halde beni nasıl buldu? Bilmiyorum! | Open Subtitles | -{\an3\pos(260,268)}فإذاً كيف وجدني؟ |
| Ama sana söylemeye çalıştığım şey sana yardımcı olacaksa O halde ben yılanım Ant. | Open Subtitles | ولكن إن كان يساعد في فهمك ما أحاول قوله فإذاً... (أنتني), أنا ثعبان |