"فاصل" - Traduction Arabe en Turc

• ara
• arası
• mola
• çizgi
• sınır
• reklâm
• aradan
• sınırı

Konuşmada şöyle diyebileceğin bir ara olmuyor:
ما من فاصل في المحادثة بحيث يمكنك أن تقول:

Suçlamalarını cevaplamanızı çok isterim ama kısa bir ara vereceğiz ve sonra buradayız.
أحب أن تردي على اتهاماته لكننا يجب أن نذهب في فاصل سريع وسنعود بعده مباشرة

Her saat -- verdiğiniz ara süresince -- dünyada 4.000 ev ihtiyacı doğuyor.
كل ساعة – بمقدار فاصل مسرحي - تزداد الحاجة إلى 4000 منزل جديد في العالم.

Görünüşe bakılırsa ilk reklam arası vakti geldi.
حسنا، يبدو أنه حان الوقت لأول فاصل اعلاني

Daha sonra yeniden bakarız, biraz mola vermemiz gerek.
سنكمل حديثنا لاحقا فعلينا الخروج في فاصل

Ulusal ve uluslararası ilişkileri ayıran keskin bir çizgi yok artık.
لم يعد هناك خط فاصل بين الشؤون المحلية والدولية.

İçerisiyle dışarısı arasında bir sınır yok.
كما أنه لا يوجد حد فاصل بين الداخل و الخارج.

Gretchen ne yazık ki yeni bir reklâm arası.
أخشى أنه حان وقت فاصل اعلاني آخر

Siz acaba Bay Sloan görevinden ayrıldıktan hemen sonra mı Bay Stans için çalışmaya başladınız yoksa aradan zaman geçti mi?
و كنا نتسائل إذا كانت قد تمت ترقيتك للعمل مع ستانز بعد استقالة سلون؟ أم كان هناك فاصل زمني بين استقالة سلون و بين ترقيتك للعمل مع ستانز؟

Bir çocuğun yiyebileceği balık ve pirinç sınırı kadar.
فقط لست مرتاحا. أتعلمين، هناك حد فاصل للكمية التي يستطيع فتى أن يأكلها من الرزّ والسمك.

Bir ara veriyoruz ve mesajlardan sonra devam edeceğiz.
سنأخد فاصل. وسنعود بعد هذه الإعلانات.

Sanırım kısa bir ara vermemizin zamanı geldi.
أعقد انه حان الوقت لكي ناخذ فاصل

Babam kurallarına uymadığınızı öğrense çok kötü bozulurdu; ama bazen ara vermek de hayli eğlenceli olabiliyor.
"لو إكتشف أبي أنّك كسرت قاعدة المنزل، فإنّه سيكون مُنزعجاً،" "ولكن أحياناً فاصل من الدراسة يُمكن أن يكون مُمتعاً"

Burada araya girmekten nefret ediyorum ama bir ara vermemiz lazım.
أكره أن أقاطعكِ ولكن علينا أن نأخذ فاصل

Kısa bir ara veriyoruz böylece konuşabilecek.
نأخذ فاصل بسيط إلى أن تستطيع التحدث،

Hayırlı olsun hanımefendi. Hanımlar ve beyler şimdi kısa bir ara veriyoruz.
سيداتي سادتي، سنأخذ فاصل زمني قصير.

Ne diyeceğim, bir reklam arası verelim ve gelişmeler hakkında yeni bilgiler edinmeye çalışalım.
أخبرك بشيء , سوف نأخذ فاصل إعلاني وأحاول الحصول لكم على مزيد من المعلومات في أخر تطورات

Sanırım bu reklam arası için iyi bir fırsat.
هذا وقت جيد للذهاب إلى فاصل الاعلانات

Ben de sana aynı şeyi söyleyeceğim. Kendine yüklenme. mola ver.
وأنا سأخبرك بنفس الشئ اعطي لنفسك فاصل

Güven inşa eden paylaşım ile onu yok eden aşırı paylaşım arasında ince bir çizgi vardır.
بل يوجد خط فاصل بين المشاركة التي تبني الثقة، والمشاركة المبالغ فيها التي تدمرها.

Her dil, ruhun asırlık ormanıdır, bir sınır, bir düşüncedir, ruhsal olanakların bir ekosistemidir.
تعتبر كل لغة هي ثمرة العقل الذي أنتجها، كما أنها خط فاصل وفكر ونظام بيئي خاص بالإمكانيات الروحية.

- Evet, Roz. Yeni bir reklâm!
- أجل، فاصل آخر!

Pekâlâ, reklama girmemiz gerekiyormuş aradan sonra Ceneviz Operasyonu'nda rol alan bir MARSOC olan Eric Sweeney'le olan konuşmamız devam edecek.
- اخرج ! حسنا , نذهب الآن الى فاصل و لكن عائدون مرة اخرى الى اريك سويني

Yani, bu açık renkli katman KT sınırı.
هذه الطبقة من الصخور الفاتحة هذا فاصل العصر الطباشيري/الثالث