Çalışkan, hırslı bir gaziye âşık olup beraber sade bir hayat kurmak için lüks yaşamını terk etmek isteyen genç bir kız. | Open Subtitles | وبذلك أساء للمجتمع لمجرد أنهما وقعا في الحب فتاة شابة أرادت أن تترك منزلها الفخم وتهرب إلي العمل الشاق لتحقق طموحها |
Uzun zaman önce, Yunanistan'da başka bir ülkeden genç bir çocuğa aşık olan genç bir kız yaşarmış. | Open Subtitles | في زمن بعيد، في اليونان القديمة كانت هناك فتاة شابة وقعت في غرام فتى شاب من بلاد أخرى |
Denizde kalan genç bir kızın yardım çağrısına cevap verdiler. | Open Subtitles | لقد أجابوا نداء إستغاثة من فتاة شابة حُوصِرت في البحر |
genç bir kadın olarak gelişiminden endişeliyim. | Open Subtitles | لكن انا قلقة بشأن مرحلة نموّك لتصبحي فتاة شابة |
Beyler, bir genç kız ölüm kalım mücadelesi veriyor olabilir. | Open Subtitles | أيها السادة فتاة شابة قد تصارع في الخارج لأجل حياتها |
Genç bir bayan elemana ihtiyacımız var. Bence bu onun işi. | Open Subtitles | نحتاج الى فتاة شابة أعتقد انها تصلح لذلك |
Güzel kızıyla gurur duyan bir baba olmak başka bir şey o genç kadının bütün beklentileri aşması başka bir şey. | Open Subtitles | الآن , اصبحت والد فخور فجميل ان يكون لديك فتاة شابة لكن ان يكون لديك فتاة |
genç bir kız bize rehberlik edecek! Uzun yaşamak o kadar da kötü olmasa gerek. | Open Subtitles | فتاة شابة سوف تقودنا ان تعيش طويلا ليس سيئا جدا |
Anisa Gold adında genç bir kız bu öğleden sonra kaybolmuş. | Open Subtitles | فتاة شابة ، انيسا جولد اختفت بعد ظهر اليوم |
genç bir kız kılığındaki psikopat bir Tragı öldürdün. | Open Subtitles | أنت قتلت تراكز نخبولاً حاول تسميم فتاة شابة |
Sizin kadar genç bir kızın kraliçe olamayacağını düşünenler varken hem. | Open Subtitles | هؤلاء من يعتقدون أن فتاة شابة في عمرك لا تستطيع الحكم |
Çok sevdiği genç bir kızın buraya geleceğini söyledik. | Open Subtitles | لقد قُلنا أنّ هناك فتاة شابة محبوبة للغاية ستأتي الى هنا |
Böyle genç bir kızın ne kadar güzel olduğu duymak hoşuna gitmez mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد ان فتاة شابة مثل هذه لا تحب ان تسمع كم هي فاتنة ؟ |
Gelinlik çağında, baştan çıkarıcı genç bir kadın evinde dolanıp duruyor. | Open Subtitles | صالحة للزواج، فتاة شابة تتمشى حول المنزل |
Her şeyini kaybetmiş genç bir kadın. Yine de ailesini öldüren insanlara çalışıyor. | Open Subtitles | فتاة شابة بريئة فقدت كل شيء، وما زالت تعمل لدى القوم الذين قتلوا عائلتها |
Masasına oturan genç bir kadın vardı ama onu gördüğüne pek sevinmiş gibi değildi. | Open Subtitles | كانت هناك فتاة شابة جلست ، معه على طاولته لكنه لم يكن مسروراً لرؤيتها |
Daha çok acımasız bir tüccarın fuhuşa zorladığı bir kadın ya da bir genç kız düşünürsünüz. | TED | قد يتبادر إلى أذهانكم صورة فتاة شابة أو إمرأة تم اجبارها بوحشية على ممارسة البغاء بواسطة قواد عنيف |
Burada, okulda başarılı, sevgi dolu, kalıcı bir eve sahip olan ve bu mahkemede gördüğümüz çocukların çoğundan ayrılan Genç bir bayan var. | Open Subtitles | لدينا فتاة شابة هنا ناجحة في دراستها ولديها بالفعل منزل محب وآمن وهذا يميزها عن أغلب الأطفال |
Son dakika gelişmeleriyle karşınızdayız, iki gece önce ölümcül bir ambulans kazası sonrasında ortadan kaybolan genç kadının akıbetiyle ilgili Andersonville ailesi büyük endişe duyuyor. | Open Subtitles | أخبار عاجلة لعائلة مدينة "أندرسون" لإختفاء فتاة شابة ونخشى ما هو أسوأ بهذا المساء، بعد إختفائها لليلتين |
Sorgu hakiminin duruşmasından hemen önce öperken görüldüğün genç kadın hakkında profesyonelce düşünme yeteneğini sorguluyorum. | Open Subtitles | أنا أشكك بقدرتك على التفكير بإحترافية حول فتاة شابة تمت رؤيتك وأنت تقبلها قبل لحظات من جلسة التحقيق الجنائية |
Tuvalet kazmayı, su kaynatmayı ve doğuştan asil genç bir hanım için hiç de uygun olmayan bir dizi işi yapmayı öğrenmiştim. | Open Subtitles | لقد تعلمتُ أن أبني مراحيض و حُفر لغلي الماء و بمقدوري القيام بالكثير من الأشياء لا تُناسب أيّ فتاة شابة حديثة النشأة |
Ya da genç bir bayanın öldürüldüğü anlık bir suçtur. | Open Subtitles | أو ربّما تكون هذه جريمة مدبّرة حيث قتلت فتاة شابة |
genç bir kadının özgürlük şansını mahvetmek ne kadar önemli? | Open Subtitles | لكن هذا مهم اي اهمية في افساد فرصة فتاة شابة في الحرية ؟ |
Hayır, o kadar küçük bir kız için fazla güzeldi. | Open Subtitles | -كـلا ، لقد كانت لطيفة جداً مع فتاة شابة |