Sadece 32 işaret, 30.000 yıl zaman boyunca ve tüm Avrupa kıtasında. | TED | 32 علامةً فقط طيلة فترة زمنية مدتها 30،000 سنة وقارة أوروبا بأكملها. |
Bildirim üzerinden hızlıca geçerseniz, belki de hiç içine dalmaya niyetiniz yokken bir şeyin içine kısa bir zaman da olsa dalmanızı sağlar. | TED | إذا تابعت هذا الإشعار، فإنه يجدولك لتقضي فترة زمنية قصيرة وأنت منجذب لشيء ما ربما لم تكن تنوي أن يكون من اهتمامك. |
Çok kısa süren dört yıllık bir zaman dilimi vardı fevkalade şeylerin gerçekleştiği bir zaman dilimi vardı | TED | و كان هناك فترة زمنية قصيرة رائعة مدتها أربع سنوات حدثت خلالها أشياء رائعة. |
Bu sayede, performans yerine yeterince kısa sürede öğrencilerin umursayacağı kadar tatmin edici bir ödemeyle onları çaba sarf etmeye teşvik ediyoruz. | TED | وبهذه الطريقة سنحفز الجهد بدلاً من الأداء على مدى فترة زمنية كافية ومع دفع مبلغ كاف ليهتم الطلاب. |
Ve çok kısa bir sürede bir türün tüm özellikleri kayboldu, hücreye eklediğimiz yeni yazılıma göre tamamen yeni bir türe dönüştü. | TED | ومع مرور فترة زمنية قصيرة للغاية، كل صفات الكائن الواحد قد أختفت وقد تحولت كلياً إلى كائن جديد، بناء على برنامج جديد نحن وضعناه في الخلية. |
Çok kısa bir sürede aileden biri oldunuz. | Open Subtitles | في فترة زمنية قصيرة... قد نضم صوتنا إلى الأسرة هنا |
Ona daha fazla para veriyorsunuz; zaman içinde size geri ödüyorlar. | TED | تمنحهم المزيد من المال، ويسدّدون على مدى فترة زمنية. |
Eh, geri saçılım etkisi maddeleri dışarı atar... uzun zaman içinde. | Open Subtitles | حسنا , فان تأثير الردار جعل هذة الاشياء تظهر من مكان ما اسفل هنا منذ فترة زمنية بعيدة |
Tabi, Tunç Devri'nin genelinden değil, yani, bu büyük bir zaman aralığı. | Open Subtitles | حسنا، ليس العصر البرونزي في حد ذاته، أعني، تلك فترة زمنية. |
Uzun bir süre ayrı kaldıkları zaman... - ...ikisi de hastalanıp ölürdü. | Open Subtitles | إذا انفصلا لأطول من فترة زمنية قصيرة فسيمرضان ويموتان |
Kızıl Gezegen'e uçuş görevleri, 2 yılda bir yalnızca belirli ve kısa bir zaman aralığında mümkün olabilmektedir. | Open Subtitles | المهمات إلى الكوكب الأحمر تكون عمليه مرة كل عامين فقط خلال فترة زمنية محدده وقصيرة |
Bazı olumsuz şeyler arasında son derece... kısa bir zaman aralığı vardır. | Open Subtitles | "هناك فترة زمنية قد تكون صغيرة للغاية" "هى المتاحة لتعريض المشتبه بهم" |
Beynimiz bir şekilde, bu yeryüzü şekillerinin bayağı bir uzun zaman önce oluştuğunu ya da gelecekte tekrar şekilleneceğini düşünür. | Open Subtitles | كما ان أدمغتنا مبرمجة للتفكير أن الجيولوجيا هي شيء ما حدث منذ فترة طويلة أو أنه سيحدث في فترة زمنية طويلة في المستقبل. |
Dünya uzun zaman önce dondu. | Open Subtitles | وجمدت على مدى فترة زمنية طويلة قبل العالم. |
Bölgesel bağlantılarla özel bir zaman çerçevesi içinde tarama yapıp anormallikler arasında ilişki kuruyor. | Open Subtitles | يكشف ويربط قضايا في غضون فترة زمنية محددة ومرتبطة إقليميا والتي قد تحدث .دون أن يلاحظها أحد |
İnsanlar 7 günlük bir sürede komşularının yüzde 10'un öldüğünü gördüğünde, bunun böyle devam edemeyeceğine dair genel bir fikir birliği oluştu, insanlar 2.5 milyon kişilik şehirlerde yaşamak istemediler. | TED | وعندما يستحضر المواطنين مسألة موت 10 بالمائة من أهالي الحي يلقون مصرعهم في فترة زمنية لا تتعدى السبعة أيام, كان هنالك إجماعاً تاماً بأن الأحوال لا يمكن أن تسير على هذا النحو, وأنه لا داعي لعيش الناس في مدن يصل تعداد سكانها إلى 2.5 مليون شخص. |
Mees çizgileri genelde uzun sürede küçük dozlarla zehirlenmenin sonucudur. | Open Subtitles | خطوط (ميس) عموماً النتيجة لتسمّم جرعة صغيرة على فترة زمنية لمدة طويلة. |
Halil Paşa'nın desteği olmadan bu kadar kısa sürede böyle büyük bir orduyu toplaması mümkün değil. | Open Subtitles | بدون دعم (خليل باشا) فلا يمكنه حشد جيش ضخم فى فترة زمنية قصيرة. |
Halil Paşa'nın desteği olmadan bu kadar kısa sürede böyle büyük bir orduyu toplaması mümkün değil. | Open Subtitles | بدون دعم (خليل باشا) فلا يمكنه حشد جيش ضخم فى فترة زمنية قصيرة. |