Bütün o duygusallık seni yok eder. Ve şeker enerji sağlar. | Open Subtitles | فجميع المشاعر التي تختلجكِ، سوف تقضي عليكِ والسكر مفيد لإمدادكِ الطاقة |
En ilginç şey şu; Bütün dosyalar, Bütün ekipmanlar yerli yerinde. | Open Subtitles | و مع ذلك .. فجميع الملفات و الأجهزة لا تزال هناك |
Bu yüzden geçen hafta Bütün çalışanlar ve sürücüler fazla mesai yaptı. | Open Subtitles | لذلك فجميع العمّال متوسّطي الدخل و السائقين، عملوا لأوقات إضافيّة الأسبوع الماضي |
Eğer bununda sana yardımı olmazsa, şeker, tüm cevaplar kitabımda var. | Open Subtitles | وإذا لم يساعدك ذلك يا حلوتي ، فجميع الإجابات في كتابي |
Bundan dolayı tüm modern tahılların kökleri ve yapraklarında bu genler bulunmaktadır, ama bunları hiç açmazlar. | TED | وهكذا، فجميع المحاصيل العصرية، لديها جميع الجينات في جذورها و أوراقها، ولكنها فقط لا تشغلها. |
Bu gece kilisede önemli bir şey olmalı. herkes oraya gidiyor. | Open Subtitles | يبدو أن هناك شيئآ عظيمآ فى الكنيسه الليله فجميع من بالبلده ذاهب لهناك. |
Hayal gücü ve sembolizmin Bütün unsurları yine oradaydı ama oyun severin ortaklığı ve sistemin yanıtlarıyla tamamlanıyordu. | TED | فجميع عناصر الخيال والرمزية موجودة، لكنها تتداخل مع درجة تحكم اللاعب، وتجاوب النظام معه. |
Bütün çocuklarım vaftiz edildi, biliyorsunuz. | Open Subtitles | فجميع أطفالي عُمّدوا، لا بد أنك تعلم ذلك |
Evet, Bütün güzel kızlar piyasada. | Open Subtitles | أجل، فجميع الفتيات الجميلات قابلات للاستبدال أنتِ تتجنبين الموضوع |
Bölüm Şefi Gam biliyorsa, Bütün şirket bunu öğrenir. | Open Subtitles | اذا عرف قسم الرئيسة قام بهذا فجميع مَن بالشركه سيعرف |
Zaten Bütün komşular da bu olaydan kendilerine düşen payı bekliyorlar. | Open Subtitles | فجميع الجيران يريدوا جزء من هذا الاستثمار |
Bütün nedime elbiseleri kullanılmamış ve bedava olarak bize kaldı. | Open Subtitles | فجميع فساتين إشبينات العروس لم تستعمل وأصبحتْ متاحة ً لنا لنأخذها مجاناً |
Ona veda edebilirsin. Bütün Chester's Mill İtfaiyesi orada ve biz buradayız. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تقبّليه قبلة الوداع، فجميع أقسام إطفاء الحرائق موجودة بالخارج ونحن هنا بالداخل |
Dökülecek Bütün göz yaşlarına gelinin haşmeti sebep olmalı. | Open Subtitles | فجميع الدموع يجب أن يكون سببها مجد العروس |
Yani burada harbiden kocaman bir şey var ve Bütün diğer yalnız hayvanlar kıllarını kıpırdatamıyor? | Open Subtitles | يوجد هنا شيئاً ما ضخماً فجميع الحيوانات الأخرى لايظهر لها أيّ أثر |
Her grup yol ayrımına geri döndüğünde, ya tüm üyeleri aynı şeyi söyleyecek ya da çıkışı bulup bulmadıklarıyla ilgili tartışacaklar. | TED | عندما تعود كل مجموعة إلى الحجرة فجميع الأعضاء إما أن يقدموا نفس التقرير أو يتجادلون حول ما إذا وجدوا المخرج |
- tüm dostların bedava içiyor. | Open Subtitles | فجميع أصحابك يأتون كل ليلة، و يشربون دون أن يدفعوا |
Gidip gitmeyeceğimi gerçekten bilmiyorum. Partinin tüm kodamanları orada olacak. | Open Subtitles | .لا أعلم إن كنت سأذهب إلى هناك فعلاً فجميع الشخصيات المهمة في الحزب ستكون هناك |
Gidip gitmeyeceğimi gerçekten bilmiyorum. Partinin tüm kodamanları orada olacak. | Open Subtitles | .لا أعلم إن كنت سأذهب إلى هناك فعلاً فجميع الشخصيات المهمة في الحزب ستكون هناك |
Sadece Hitomi'nin kendisi değil tüm bioroidlerin sonu böyle olacak. | Open Subtitles | ليس هيتومي بمفردها فجميع البيورياد سوف يواجهون نفس المصير |
Çünkü Widmore adayı bulursa üstündeki herkes ölecek. | Open Subtitles | لأنه اذا وجد ويدمور الجزيرة فجميع من عليها سيموت |
Çünkü eğer yapmazsan sevdiğin herkes ölür. | Open Subtitles | لأنه ان لم تفعلي . فجميع من تحبينهم سيموتون |