Sayın Başkan, bir dakikamız kaldı. Stratejimizi konuşmalıyız diye düşündüm. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، لدينا دقيقة واحدة فقط و علينا مناقشة خطّتنا |
Sayın Başkan, tanılan süreden üç dakika geçti ve hala ortada mevcut bir panzehir yok. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، مرّت ثلاثُ دقائقَ على الموعد و لم يظهر التّرياق |
Hiç. Sayın Başkan, lütfen arama operasyonunun daha yeni başladığını göz önünde bulundurun. | Open Subtitles | أرجو أن تأخذَ بعين الاعتبار يا فخامةَ الرئيس أنّ عمليّة البحث هذه قد بدأت للتّو. |
Sayın Başkan Yardımcısı nasıl olduğunu bile bilmediğiniz bir şeyi bulmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعبِ فعلاً يا فخامةَ الرئيس أن تجدَ ما لا تعرفُ عمّا تبحثُ عنه. |
Sayın Başkan, daha erken gelirdim ama bu kurulum için elimden geldiğince bilgi toplamaya çalıştım. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، كنتُ لأصلَ في وقتٍ أبكر لكنّني كنتُ أحاولُ جمعَ أكبرَ قدرٍ من المعلومات حيالَ هذا الموقع |
Sayın Başkan, eminim füze kurulumunun kabile bölgesinde olduğunu biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | أنا واثقٌ يا فخامةَ الرئيس من درايتكَ أنّ الصاروخ يقعُ في منطقةٍ قبليّة |
Sayın Başkan, füze nükleerse batıdaki bütün kıyılarımız tehlike altında. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، إن كانت للصاروخِ مقدراتٌ نوويّة، فساحلنا الغربي بأكمله ضعيف |
Sayın Başkan, bir subayın ailesini rehin almış. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، لقد أخذَ عائلةَ ضابطٍ كرهائن |
O yüzden olabildiğince hatta tutmaya çalışın, Sayın Başkan. | Open Subtitles | لذا بقدرِ ما تستطيع، أبقها على الهاتف يا فخامةَ الرئيس |
Hala kaynağınızın kim olduğunu açıklamadınız Sayın Başkan. | Open Subtitles | لم تخبرنا بعد من هو مصدرك يا فخامةَ الرئيس |
Sayın Başkan, tereddüt mü ediyorsunuz? | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، هل أنتَ متردّدٌ حول هذا؟ |
Sayın Başkan, böldüğüm için özür dilerim. | Open Subtitles | حسناً فخامةَ الرئيس أعتذر عن المقاطعة |
Aynı fikirde olduğumu söylemeliyim, Sayın Başkan. | Open Subtitles | -عليّ أن أقولَ يا فخامةَ الرئيس، أنّي أوافقه |
Üzgünüm, Sayın Başkan. | Open Subtitles | يا سيّدي أنا آسفٌ يا فخامةَ الرئيس |
Tutukluları hiçbir zaman Milli Güvenlik tehlikesi gibi görmemiştik, Sayın Başkan. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}لم نعتبر المحتجزين تهديداً للأمن القوميّ بالقدرِ ذاته يا فخامةَ الرئيس |
Tüm saygımla, Sayın Başkan hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | مع فائقِ احترامي يا فخامةَ الرئيس... لم يحدث شيء... |
- İyi haberler var, Sayın Başkan. | Open Subtitles | -أخبارٌ طيّبةٌ يا فخامةَ الرئيس . -ما هي؟ |
Sayın Başkan, Sophina'nın adamları keşif ekiplerimizden birine ateş açmış. | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، أطلقتْ جماعةُ (صوفيا) النارَ على أحدِ رجال فرقنا |
Teşekkürler Sayın Başkan. | Open Subtitles | -شكراً يا فخامةَ الرئيس -شكراً يا فخامةَ الرئيس |
Sayın Başkan, uyanık mısınız? | Open Subtitles | فخامةَ الرئيس، هل أنتَ مستيقظ؟ |