Sen de kendi eşyalarının arasında olmayı yatağında yatmayı sevdiğini söyledin. | Open Subtitles | . . أنتِ , لقد قلتيها بنفسكِ أنتِ تحبين أن تكون متعلقاتكِ حولكِ تحبين النوم في فراشكِ |
Aslında, pek de uyku değildi. Daha çok dayak yiyor gibiydi ve yatağında çığlıklar atıyordun. | Open Subtitles | لم تكوني فعلاً نائمة حين تضربين و تصرخين على فراشكِ |
Bunu birkaç haftalığına yatağının altına koy geriye saf güçten başka bir şey kalmaz. | Open Subtitles | ضعي هذا أسفلَ فراشكِ لعدةِ أسابيع ولن يبقى لديكِ شئ سوى القوة الخالصة |
Bu sabah Yatağından bir şekilde kalkabildin. Bu da seni tanıdığım en güçlü insan yapıyor. | Open Subtitles | أحسبكِ تبيّنتِ سبيلاً للخروج من فراشكِ هذا الصباح، وهذا يجعلكِ أقوى شخصٌ عرفته. |
Kendine biraz zaman tanımalısın. Yatağa yeni birini sokmadan önce çarşafların soğu... | Open Subtitles | يجب أن تصبرى لفترة معقولة قبل أن تأتى برجل آخر إلى فراشكِ ، مفهوم ؟ |
Uyana bilir misin dişlerini fırçalayabilir, yatağını toplayabilir ve susadığında su içebilir misin? | Open Subtitles | أيمكنكِ الاستيقاض و... غسلُ أسنانك وتنظيم فراشكِ وشرب الماء حين تعطشين؟ |
Evet, eğer yatağına dönersen, ne olacak biliyor musun? | Open Subtitles | أجل، إذا ذهبتي إلى فراشكِ أو تدرين ماذا؟ |
Ona, yatağındaki yürüyen olmazsa olmazlar listesiyle rekabete girmeye razı olmamak denir. | Open Subtitles | كان هذا عدم رغبة في التنافس... مع قائمتكِ المحمولة التي كانت على فراشكِ |
- Eğer bu konuda birine bir şey söylersen, bir gece seni yatağında uyandırıp karnına bir bıçak saplarım. | Open Subtitles | " إن أخبرتي أحداً عن هذا " " فسأوقظكِ في فراشكِ ليلةً ما " " وأطعنكِ في بطنكِ " |
Sonra da kendi yatağında, kuzenin Edna'nın yanında uyuyacaksın. | Open Subtitles | and then you're going to sleep in your own little bed, ، ثم تنامين فى فراشكِ الصغير |
- "Ama senin yatağında kabus görmüyorum" diyen birisini çok iyi tanıyorum. | Open Subtitles | -علينا أن نكون أكثر جرأة -لطالما تذكرت أحد الشبان قائلاً "ولكن، لن أحظى بالكوابيس على فراشكِ" |
- yatağının yanında bulduğum abur cuburlardan bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | ناهيك عن كومة القمامة التي بجانب فراشكِ |
Juanita ve Celia bunu yatağının altında bulmuş. | Open Subtitles | وجدت "خوانيتا" و"سيليا" هذه تحت فراشكِ |
Bunu birkaç haftalığına yatağının altına koy geriye saf güçten başka bir şey kalmaz. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} ضعي هذا في فراشكِ لعدة أسابيع {\pos(190,230)} ولن يبقى لديكِ شئ عدا القوة الخالصة |
Yatağından banyoya kaç adım atıyorsun? | Open Subtitles | كم عدد الخطوات من فراشكِ للحمام |
Yatağından çıkmaman gerekirdi. | Open Subtitles | لا يجب ان تكوني خارج فراشكِ |
Yatağından çıkmaman gerekirdi. | Open Subtitles | لا يجب ان تكوني خارج فراشكِ |
Yok bir şey Mirella, Yatağa dön. | Open Subtitles | لا شيء عودي إلى فراشكِ |
- Adam. - Söylediğimi yap. Yatağa dön ve kapını kilitle. | Open Subtitles | .... "آدم" إذهبى إلى فراشكِ وأغلقى الباب |
- Sana kendi yatağını hazırladılar. | Open Subtitles | -إنّهم يرتبون فراشكِ نيابة عنكِ . |
Bu gece uyumadan önce, yatağına uzanmış rahatlarken ve yavaşça uykuya dalarken beni düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | قبل أن تنامي هذه الليلة و أنتِ مستلقية على فراشكِ ترتاحين و تنجرفين ببطئ نحو النوم أريدكِ أن تفكري بي |