Bu adama ona hayatının fırsatını verdiğimi söyler misin? | Open Subtitles | هلا أخبرتي هذا الرجل أني أعرض عليه فرصة العمر، أتسمعني؟ فرصة العمر |
Ben buradan sana hayatının fırsatını verdim ve sen uzlaşmayı bilmediğin için bunu berbat ettin. | Open Subtitles | أعطيتك فرصة العمر وأنت أضعتها لأنك لم تعرف كيف تصل إلى تسوية |
Bilgin olsun siye söylüyorum senin yaşında bir kadın için Hayatının fırsatı bu. | Open Subtitles | للعلم فحسب لامرأه في سنك هذه فرصة العمر |
- Ne? Bak, hata yapıyorsun. Bu Hayatının fırsatı. | Open Subtitles | انظر، إنك تقترف خطأ فهذه هي فرصة العمر |
Bu fırsat hayatta bir kez gelir karşınıza. | Open Subtitles | إنـّني أقدّم لكم فرصة العمر. |
Evet, bu hayatımın fırsatı ve sizin beklentilerinizi karşılabileceğimi umuyorum. | Open Subtitles | حسناً، هذه فرصة العمر... ... وأنا في الواقع اتمنى أن أكون على مستوى توقعاتكِ. |
Bugün ördek köyü yapmamda bana yardım etmeyerek hayatının fırsatını kaçırmayı hiç istemeyen var mı? | Open Subtitles | من الذي سيكره ان تفوته فرصة العمر بإن لا يساعدني في بناء قرية للبطات ؟ |
Minnettarlığımın naçizane bir sembolü olarak sana hayatının fırsatını sunmak isterim. | Open Subtitles | كدليل على تقديري المتواضع، أودّ أن أعرض عليكَ فرصة العمر. |
Minnettarlığımın naçizane bir sembolü olarak sana hayatının fırsatını sunmak isterim. | Open Subtitles | كدليل على تقديري المتواضع، أودّ أن أعرض عليكَ فرصة العمر. |
Sana hayatının fırsatını verdiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنها فرصة العمر |
Hayatının fırsatı, dostum. | Open Subtitles | فرصة العمر ، يا صديقي |
Bu Hayatının fırsatı gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدو كأنها فرصة العمر |
Bu Hayatının fırsatı. | Open Subtitles | إن هذه فرصة العمر |
Bu fırsat hayatta eline bir kez geçer, değil mi? | Open Subtitles | فرصة العمر , صحيح؟ |
Yapma şimdi Ben, böyle fırsat hayatta bir kez gelir. | Open Subtitles | بن، هيا هذه هي فرصة العمر |
Geç kalmak istemiyorum. Bu fırsat hayatta bir kez yakalanır. | Open Subtitles | - أنها فرصة العمر. |
hayatımın fırsatı diyen sendin! | Open Subtitles | لفد قلتها من قبل هذه فرصة العمر |
Kendimi kanıtlamak için çok bekledim. Ve bu hayatımın şansı. | Open Subtitles | انتظرت مطولاً لأثبت نفسي و قد أعطيت فرصة العمر |
Sana, ahlaksız insanlar için fırsatlarla dolu olan o tarihi dönemi anlatmama gerek yok. Bu adam gibi insanlar. | Open Subtitles | لا أحتاج لإخبارك أن هذه الفترة من التاريخ كانت فرصة العمر للناس الذين لا أخلاق لديهم |
Bir arkadaşım bana insanın ömründe başına bir kere gelecek bir fırsat sundu... - ...ve seni buna dâhil etmek istiyorum. | Open Subtitles | صديقي عرض علي فرصة العمر ، و أنا أريد أن أشركك |
Frank, bana hayatımın fırsatını verdiğin için teşekkür etmek istiyorum. Neyse. | Open Subtitles | فرانك، أنا أود أن أشكرك لإعطائي فرصة العمر |
Tekrar söylemek istiyorum, hayatımızın fırsatı ve gerçekten güzel bir tecrübe. | Open Subtitles | مرة أخرى, فرصة العمر مجرد تجربة ايجابية حقيقية |