Hong Kong'da ailenin her şeye yeniden başlama şansı var. | Open Subtitles | في هونغ كونغ لدى العائلة فرصة بأن تبدأ من جيد |
Biliyorsun, bu Robin gibi bir kadınla evlenebilmemin tek şansı. | Open Subtitles | اتعرفي هناك فرصة بأن روبن هي المرأة التي سأتزوجها |
Hepimizin oraya bu gece inmesi mümkün değil. | Open Subtitles | لا توجد فرصة بأن نختبيء جميعاً به الليلة |
Sence bunun gerçekten olma ihtimali var mı? | Open Subtitles | أتعتقدين بأن هناك فرصة بأن هذا قد يحدث حقاً؟ |
Eğer ablamın hayatta olması için bir şans varsa, onu bulacağım. | Open Subtitles | إن كانَ هناك فرصة بأن تكون أختي حية فسوفَ أعثر عليها |
Acele etme şansımız var mı? Cubs maçına biletim var. | Open Subtitles | هل توجد فرصة بأن نسرع قليلا هنا لدي تذاكر مباراة بيسبول |
Bak, tek yaptığım sana bir gelecek vermek... Normal bir yaşam şansı. | Open Subtitles | انظر، كل ما فعلته هو الاتاحة لك في المستقبل فرصة بأن تعيش حياة طبيعية |
Önceki gün için teşekkür etme şansı bulamadım. | Open Subtitles | لم تكن لديّ فرصة بأن أشكرك على ذلك اليوم |
Sanmıyorum ama ağrı kalıcı olursa bir şansı daha olmayabilir ve miyokart enfarktüse dönüşebilir. | Open Subtitles | لا نستطيع أن نحكم أنه بالخارج إذا إستمر الألم هناك فرصة بأن يكون إنسداد بعضلة القلب |
Don Todd'ın biyonik olma şansı var mı? Belki de. | Open Subtitles | هل هناك أي فرصة بأن يكون دون تود آلي ؟ |
Başkanın seni affetme şansı her zaman var. | Open Subtitles | توجد هناك فرصة بأن يصدر الرئيس عفوا عنك |
Bir turneye çıkma şansı geçti elime, ama şehirden son ayrıIdığımda neredeyse Chase'i kaybediyordum. | Open Subtitles | لدي فرصة بأن أذهب في رحلة غنائية لكن في آخر مرة رحلت فيها عن المدينة "كنتُ على وشك أن أضيع "تشايس |
Hepimizin oraya bu gece inmesi mümkün değil. Jack? | Open Subtitles | لا توجد فرصة بأن نختبيء جميعاً به الليلة |
Grady'nin sürgülü silahlı katil ile bir bağlantısı olma ihtimali var. | Open Subtitles | هناك فرصة بأن جرادي لديه عمل مع قاتل بندقية الترباس |
Benden olma ihtimali varsa bunu daha önce söylemeliydin. | Open Subtitles | لو كان هنالك فرصة بأن يكون ذلك الفتى ، طفلي كان عليّك إخباري عنه |
Bu zor, çünkü Gary çok harika biri. Ama şimdi babamın gerçekten yetenekli olma ihtimali var. | Open Subtitles | أنا أعني ليس أن جاري ليس رائعاً لكن الآن هناك فرصة بأن يكون والدي يملك موهبة حقيقية |
Bu bize seni şüpheli listesinden çıkartmak için bir şans verir. | Open Subtitles | ممتاز ، هذه سوف تعطينا فرصة بأن نستبعدك من المشتبه بهم |
Bu kısım bana kızların karakterini tanımak için bir şans veriyor. | Open Subtitles | يعطيني فرصة بأن أعرف أكثر عن شخصية الفتاة |
Sence Kuzen Robert'ın radyo alması için bir şans var mı? | Open Subtitles | أتعتقدين أن هناك فرصة بأن يسمح العم (روبرت) بإحضار لاسلكي؟ |
Karısının katilini bulmak için dışarı çıkarsak, hâlâ hayattaysa Curtin'in kendiliğinden teslim olması için iyi bir şansımız olur. | Open Subtitles | لو كنا واضحين لوجدنا قاتل زوجته هناك فرصة بأن يسلم كورتين نفسه إن كان ما يزال حيا |