Şansına tıbbi yardımı çabuk aldı, o yüzden yaşama şansı var. | Open Subtitles | حمدًا لله أن العناية الطبيّة أدركته سريعًا، لذا لديه فرصة للنجاة. |
Hala sahada ve hala kazanma şansı var. | Open Subtitles | لا تزال حالته خطيرة، لكن لديه فرصة للنجاة |
Bu yüzden buralarda takılıp kıçınızda dolaşan Alman domuzlarını temizlemeli, ve bu anlamsız savaşta size yaşama şansı vermeliyim. | Open Subtitles | لذا عليّ البقاء هنا و محاولة حمايتكم وأعطيكم فرصة للنجاة خلال هذه الحرب عديمة الفائدة |
En azından burada hayatta kalma şansımız var. Dışarıya gitmek intihar. | Open Subtitles | أمامنا فرصة للنجاة هنا الذهاب إلى الخارج هو انتحار |
Hiçbir şansımız yok, Kullanıcı. | Open Subtitles | ليسَ لدينا فرصة للنجاة أيها المُستخدم هذه الدراجات أسرع مننا |
Eğer oraya gidersen kurtulma şansın %0. | Open Subtitles | بني , لو ذهبت لإنقاذ صديقتك فلن تكون لديك فرصة للنجاة |
Askerlerin hiç şansı yoktu ve bunu biliyorlardı. Birçoğu öldürüldü. | Open Subtitles | ولم يكن للجنود فرصة للنجاة وكانوا يعرفون ذلك ، قُتل الكثيرون |
Binaya girdi. Hiç şansı yok. | Open Subtitles | لقد دخل إلى المبنى، و لم تكن أمامه فرصة للنجاة |
Birleştiriciyi koruyanları öldürdüğümüzde kızın hiçbir şansı kalmayacak. | Open Subtitles | عندما نتخلَّص من هؤلاء الذين يحمون الموحِّدة تلك الفتاة لن تكون لها أية فرصة للنجاة |
- Bu sayede evdeki çocukların bir şansı olur. | Open Subtitles | وبهذا الاطفال الذي في المنزل لا تزال لديهم فرصة للنجاة |
Bu savaş plânında hayatta kalma şansı olsa seve seve giderdim. | Open Subtitles | لو كانت هنالك فرصة للنجاة بمثل خطة القتال تلك لكنتُ ذهبت بكل سرور |
Herif ciddi ciddi şansı olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يظن فعلاً أنه لديه فرصة للنجاة بفعلته |
O haklı. Buraya gelmesi için çok küçük bir şansı olsa bile gelecek . | Open Subtitles | إنها على حق، ما تزال لدينا فرصة للنجاة إن عثر علينا وسوف يفعل. |
Geceyi atlatırsa iyileşme şansı olabilir. | Open Subtitles | إن تجاوز هذه الليلة، ربما كانت أمامه فرصة للنجاة |
Çölde gece ne kadar soğuk olduğunu düşünürsek hiç şansı yoktu. | Open Subtitles | حسنا، بالطريقة التي تنخفض فيها درجات الحرارة في الصحراء ليلا لم تكن تمتلك فرصة للنجاة |
Bebeğin hiç şansı yokmuş. Aklımın bir köşesinde, aile olabileceğimizi düşünüyordum. | Open Subtitles | الأمر فقط , أنّ الطفل لم تكن لديه فرصة للنجاة أبداً في داخل عقلي |
Yani en erken yarın sabah ilaçlar elimize geçebilir. Bir şansımız var. | Open Subtitles | لذا إن وردنا الدواء باكراً غداً فستتسنى لنا فرصة للنجاة |
Eğer güneş doğana kadarsa her şey en iyi şansımız bu. | Open Subtitles | نجلس هنا حتي شروق الشمس هذه أفضل فرصة للنجاة |
ama uçağı 2400 metreye indirirsek basınç eşitlenir. ve sonra bir şansımız olabilir. | Open Subtitles | لكن اذا نزلنا إلى أسفل إلى 2,400 متر, يتساوى الضغط, ويبقى لدينا فرصة للنجاة |
Eğer bu planı denersek, bir kurtulma şansımız var. | Open Subtitles | أذا جربنا هذه الخطة سيكون لدينا فرصة للنجاة |
Tam olarak sıfır da değil. Sıfır olsa hayatta kalma şansımız olmazdı... | Open Subtitles | و نحن لسنا صفرا صفر يعني أن ليس هناك فرصة للنجاة |
- bacağım sorunlu.. belki bir şansın olabilir... | Open Subtitles | بإصابتي في ساقي، فربما تكون لديكِ فرصة للنجاة |
Bize yaşamak için bir şans verecek misin İngiliz piçi? | Open Subtitles | هل ستمنحنا فرصة للنجاة أيّها البحّار اللعين؟ |