"فرصتها" - Traduction Arabe en Turc

    • şansı
        
    • şansını
        
    • şans
        
    • fırsat
        
    • fırsatıydı
        
    Onun tek şansı benim ama içimdeki bu şeyle değil. Open Subtitles أنا فرصتها الوحيدة لأنقاذها، لكن .ليس بوجود هذا الشيء بداخلي
    Ama erken bakarsa, belki bir ikisinin yüzünü hatırlama şansı daha fazla olur. Open Subtitles في الحقيقة, كل ما نظرت في الدليل بشكل أسرع كل ما كانت فرصتها أكبر لتذكر وجه أو اثنين
    Tüm yollar kapatıldı tek şansı tepelere giden arka yol. Open Subtitles الان كل الطرق مغلقة فرصتها الوحيدة الطريق الخلفى بالتلالِ.
    Annem piyangoyla şansını deneyeceğini söyledi, ama o seçilmedi. Open Subtitles أمى قالت انها ستجرب فرصتها بالإقتراع لكنها لم تُختار
    Küçük bir kızın babasını son bir kez daha görme şansını elinden alamam ne yapmış olursa olsun. Open Subtitles حسنا.. لا يمكنني أن اسلب فتاة صغيرة من فرصتها الأخيرة لرؤية والدها مرةأخرى أي كان ما فعله
    Peki sana verilen miğfer... ya şans eseri olarak şehirdeki rehincilerden birinin eline geçtiyse? Open Subtitles وتلك الخوذه التى قد اعطوك اياها ؟ والتى لم تجد فرصتها لان تجد طريقها الى محل رهونات فى البلده , اليس كذلك ؟
    Birkaç hafta sonra tüm karlar erimiş olacak... bu son şansı olabilir. Open Subtitles سوف يختفي الثلج خلال اسبوعين سوف تكون هذه فرصتها الأخيرة.وسف لن تخرج بعدها.
    Sadece iki blok uzaktayım. Bu onun tek şansı olabilir. Open Subtitles أنا أبعد قليلاً عن المشرحة من المحتمل أنها فرصتها الوحيدة للنجاة
    Evet ama 40 yaşındaki bir kadının evlenme şansı kendisine bir köpek balığının saldırması ihtimali kadardır. Open Subtitles أجل, لكن مرأة في الـ 40 من عمرها لديها فرصة في الزواج بمثل فرصتها في ان تعض من قبل قرشاً
    Bu ilişkinin yürüyebileceğini bana kanıtlaması için tek şansı olacak. Anlıyor musun? Open Subtitles هذه فرصتها الكبيرة كي تثبت لي أنها أهل لتلك العلاقة
    Doktor, uygun bir zaman olduğunu söylemiş. Tek şansı olduğunu düşünmüş. Open Subtitles الطبيب قال بأن الوقت كان مناسباً لقد ظنت بأن تلك كانت فرصتها الوحيدة
    Pekala, sadece şunu söyleyelim: onu ne kadar erken getirirseniz, şansı o kadar artar. Open Subtitles كلما أسرعت بإحضارها لهنا .. كلما كانت فرصتها أفضل
    Genç dişi ilk yangından kurtulmuş olabilir ama yemek şansı daha da azalmış oldu. Open Subtitles قد تكون الأنثى الصّغيرة ،نجت من حريقها الأوّل لكن قلّت فرصتها للعثور على وجبة
    Yetişkin ömrü kısa, başka bir şansı daha olmayabilir. Open Subtitles حياتها كبالغة قصيرة جداً، فلعلها فرصتها الأخيرة.
    Çünkü böylece en azından yükselmek için tek şansı patronuyla yatmak olan... Open Subtitles لإنه عندئذ على الاقل لن تكوني سكرتيرة حيث فرصتها الوحيدة في الوصول الى مكان ما
    Tamam, bu kadar. Haydi. şansını kullanamadı. Open Subtitles حسنا , هذا كل شي , حصلت على فرصتها , الجميع قفو ,سنرحل.
    Yeniden insan olma şansını öldürdüğünü bilmesine gerek yok. Open Subtitles لا يتعيّن أن تعلم بأنّها أهدرت فرصتها في العودة بشريّة
    Aşçılık okulu şansını elinden almış ve ağrı kesicilere bağımlı hale getirmiş olabilirim. Open Subtitles قد أكون قد ضيعت فرصتها في الالتحاق بمدرسة الطهي وجعلتها تدمن مسكنات الألم أيضاً
    Bu şans elimize bir daha geçmez dedin mi? Open Subtitles وهل أخبرتَها؟ هل أخبرتها أن هذه فرصتها ولن تأتي ثانيةً؟
    Popüler kültürde cinsiyet eşitsizliğini protesto etmek için ona fırsat oldu. Open Subtitles كانت فرصتها للاحتجاج على عدم المساواة بين الجنسين في الثقافة الشعبية
    Bu onun ilk iyi fırsatıydı. Open Subtitles وهذه كانت فرصتها الأولى الجيدة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus