| Çok meraklı birisi değilim. Büyük harfler. Buradan bile okuyabiliyorum. | Open Subtitles | أنا لستُ فضولياً .إنها خطابات كبيرة، يمكنني قرائتها من هنا |
| Ve bizi ileri götüren, cevaplanmamış sorular ve çılgın olasılıklardır. meraklı kalın. | TED | والاحتمالات المجنونة، والأسئلة التي لا إجابة لها، هي التي تدفعنا إلى الأمام. لذا فلتبق فضولياً. |
| meraklı görünmek istemem, ama biraz bilgi almak zorundayım. | Open Subtitles | الآن ، لا أريد أن أبدو فضولياً أنت تفهم ولكن هناك بعض المعلومات التى يجب أن أعرفها ، ما اسمك؟ |
| Neyse. Umarım fazla burnumu soktuğumu düşünmüyorsun. | Open Subtitles | على أي حال، أتمنى ألا تجديني فضولياً. |
| Affet lütfen. Sadece merak etmiştim. | Open Subtitles | أرجو المعذرة ، على كوني فضولياً. |
| Ne kadar ileriye gitmeye niyetli olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | بقدر ما كنتِ تستغلينني كنت فضولياً لأن أرى ما أنت مستعدة لخوضه |
| meraklı görünmek istemem, ama biraz bilgi almak zorundayım. | Open Subtitles | الآن ، لا أريد أن أبدو فضولياً أنت تفهم ولكن هناك بعض المعلومات التى يجب أن أعرفها ، ما اسمك؟ |
| meraklı olmadan, nasıl ilgi çekilebilir? | Open Subtitles | أليس بالإمكان أن أكون مهتمّ بدون أن أكون فضولياً في المقام الأول؟ |
| Diyorum sana, o dedektif kardeş gittikçe daha meraklı oluyor. | Open Subtitles | لذا أؤكد لك أن هذا الأخ المحقق يصبح فضولياً أكثر و أكثر |
| Benim gibi olabilirsin. Sadece meraklı da olabilirsin. | Open Subtitles | فقد تكون مثلي أو ربما تكون فضولياً |
| Kusuruma bakma, bazen çok meraklı oluyorum. | Open Subtitles | أنا آسف لطالما كنت فضولياً جدا |
| Jake fazla meraklı, fazla ilgiliydi. | Open Subtitles | لقد كانَ فضولياً ومهتماً للغاية |
| Bu arkeolog fazla meraklı olmaya başladı. | Open Subtitles | عالم الآثار الأمريكي ذاك أصبح فضولياً |
| Üzgünüm, meraklı olmak doğamda var. | Open Subtitles | المعذرة, من طبيعتي أن أكون فضولياً |
| Hepimiz gibi, Edmon Halley de meraklı biri olarak doğmuştu. | Open Subtitles | مثلنا جميعاً ولد إدموند هالي فضولياً |
| Mortimer, bu kadar meraklı olma. | Open Subtitles | . مورتيمر ، لا تكن فضولياً |
| İnanın bana Bay Kent, burnumu sokmak istemem, ama Clark benim dostum. | Open Subtitles | صدقني ياسيد (كينت) لست فضولياً لكن كلارك صديقي |
| Her şeye burnumu sokmak istemem. | Open Subtitles | لا أريد أن ابدو فضولياً |
| Affet lütfen. Sadece merak etmiştim. | Open Subtitles | أرجو المعذرة ، على كوني فضولياً. |
| Sadece merak etmiştim. | Open Subtitles | كنتُ فضولياً فقط |
| Az önce yönetmen caz elleri hakkında konuşuyordu da onu bu kadar öfkelendiren şeyin ne olduğunu merak ettim. | Open Subtitles | انا سمعت المخرج فحسـب يصرخ حول ايدي الجاز لذا كنت فضولياً لمعرفة مالذي اشغله هكذا |
| Umarım sadece meraktan soruyorsundur. | Open Subtitles | حسناً, افترض انه من الطبيعي ان تكون فضولياً |