Eski insan onları mitleştirmiş ve doğa korkunç bir şey yaratmıştı. | Open Subtitles | الناس القدماء ذكروهم في الاساطير, لكنّ الطّبيعة عملت شيئ ماأكثر فظاعة |
Neden en kötü, en korkunç şeyler hep bu lanet kasabada oluyor? | Open Subtitles | أقصد، لمَ أكثر الأشياء فظاعة وبشاعة تظل تحدث في هذهِ البلدة المنبوذة؟ |
Daha korkunç olman gerekir böylece onların öyle olmaları gerekmez ve içinde bir yerlerde bunun doğru olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تكون أكثر فظاعة معهم حتى لا يكونوا معك كذلك و بأعماقك، تعلم أن هذا هو الأمر الصحيح. |
Ancak bu son görevin hepsinden korkunç bedele sahip olacağını tahmin edemezdi. | TED | ولكنّ ما كان بوسعه أن يخمّن أن هذه المهمة النهائية سيكون لها الثمن الأكثر فظاعة على الإطلاق. |
Bu, hayatımın ne kadar berbat olduğunun ispatı. | Open Subtitles | يفترض به أن يظهر لكِ بوضوح مدى فظاعة حياتي |
İzlemesi güç fakat ama onlara iyimser bakmanız gerekir çünkü resimlerdeki korkunç şeyler artık onların var olmadığı şendlendirici bir gerçek ile eşleşirler. | TED | من الصعب مشاهدتها، لكن يجب أن تشاهدوها مع التفاؤل لأن فظاعة هذه الصور سيقابلها إنفراج راقي بمعرفة أنها لم تعد موجودة. |
Uygun şartlar altında, en korkunç suçları işleyecek kapasiteye sahibiz. | Open Subtitles | في الوقت الراهن، كلنا قادرون على الجرائم الأكثر فظاعة |
Annen ne kadar korkunç olursa olsun bu kızla ileri gidip... - ...bir hafta içinde kızın pantalonunu indireceksin. | Open Subtitles | أنت وهذه الفتاة سترتبطا بسبب فظاعة والدتك وسوف تضاجعها خلا أقل من اسبوع |
Neden en korkunç şeyler hep bu lanet kasabada oluyor? | Open Subtitles | لمَ أكثر الأشياء فظاعة وبشاعة تظل تحدث في هذهِ البلدة المنبوذة؟ |
Yeteneğin vardı ama kaybetmişsin ve bu korkunç bir şey, tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | كانت لديك الرؤية وخسرتها، لا أستطيع التفكير بشيءٍ أكثر فظاعة. |
İnsanlık tarih boyunca en acımasız, en pahalıya mal olan , doğu için şu ana kadarki en korkunç dünya savaşı, şimdi dakikalar içinde iyilik için bitiyor . | Open Subtitles | و التي كانت أكثر الحروب وحشية و فظاعة في التاريخ البشري على مسافة دقائق من الانتهاء للأبد |
Peki, vampire dönüşmenden daha korkunç ne olabilir? | Open Subtitles | وما قد يكون أكثر فظاعة من أن تتحوّلين إلى مصّاصة دماء؟ |
En korkunç tarafı, belli bir hayat tarzı yaşamaya o kadar kararlıydın ki bunu bir yalanın etrafında kurmaya hazırdın. | Open Subtitles | الشيء الأكثر فظاعة هو أنك كنت مصممة لتحصلي على هذا النوع من الحياة . و التي كنت مستعدة لتبنيها من كذبة |
korkunç Terry'i korkutabilecek şeyleri düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أتخيل فظاعة ما تعلم يخيف سكيري تيري |
Kulağa ne kadar korkunç gelirse gelsin, onun ölme zamanı geldi. | Open Subtitles | إلى جسده بقدر فظاعة ذلك ولكنه هو المعنى بالموت |
Aslına bakacak olursak düğünümüzün ne kadar... berbat olduğunu da hatırlamalı, ne kadar korkunç olduğunu... | Open Subtitles | ولكن الحقيقة انه يجب يتخيل كيف كانت فظاعة حفلناً ،وكم الوحشية.. |
Hayatının bunu deneyecek kadar korkunç olduğunu bir düşünsene. | Open Subtitles | تخيل مدى فظاعة الحياة لديه أن يكون لمحاولة شيء من هذا القبيل. |
Ve genelde bu düşünce tahmin ettiğin kadar korkunç değildir. | Open Subtitles | وفي معظم الأحيان, تكون النتيجة أقل فظاعة مما تتخيل. |
Bu antik dönem gezginleri İpek Yolu'nda batıya ilerlerken yeryüzündeki en berbat yerlerden geçerek hayal edilemeyecek kadar kötü deneyimler yaşıyorlardı. | Open Subtitles | أولئك المسافرين الأوائل توجهم غربا على الطريق الحريري كانت تبدأ بأسوأ رحلة برية خلال اماكن الأكثر فظاعة على الأرض. |
Hayatın burada ne kadar berbat olduğunu hatırla. | Open Subtitles | هيا , أتذكر مدى فظاعة الحياة هنا |
Geçmişteki gaddarlıkları bir kenara koymaya davamıza katılmaya razıyım. | Open Subtitles | مستعدون أن نغض النظر عن, فظاعة الماضي, لنلم شملنا |