Bazen yapılması gerekeni yapman gerekir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان يجب عليكِ فعل شيء يجب عليك فعلهُ |
Dürüst olmam gerekirse bu birinin benim için yaptığı en tatlı şeydi. | Open Subtitles | عليّ أن أكون صادقة.. لقد كان هذا أروع شيء فعلهُ شخص لي. |
Senden özür dilemek için ne yapmam gerek? | Open Subtitles | مالذي يتوجب عليّ فعلهُ لأخبركِ أنني آسف؟ |
Olur da buraya gelirsem, Amerika'nın orta halli insanlarına yaptığını ben de gidip tuvaletine yapacağım diye söz vermiştim kendime. | Open Subtitles | وعدتُ نفسي أني إذا أتيتُ إلى هنا سوف أفعل بـ دورة المياة الخاصه به ما فعلهُ بـ الطبقة الامريكية الوسطى |
Kim yaptıysa, yardım etmek için yaptı. | Open Subtitles | أياً كان من فعل هذا فعلهُ للمساعدة |
Ne yapmaya çalıştığınızı anlamış değilim, ama ben yanlış bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أسمع ، أنا لا أعلم ما الذي تُحاولُ فعلهُ هُنا لكني لم أفعل أي شيءً خاطئ |
Ne yapmak zorundaysan onu yapacaksın ama o adamı sağ salim geri istiyoruz. | Open Subtitles | ،إفعل ما يجب عليكَ فعلهُ .ولكن يجب عليكَ ان تعيد رجلنا بأمانٍ إلينا |
Senin için ne yapabilirim? | Open Subtitles | حسنًا ، ما الذي يمكنني فعلهُ لك؟ أه ، عندما سمعتُ |
Enerji sinyali alamıyorum, yani bu dağdaki her kayanın ve her taşın altına bakmaktan başka ne yapmamız gerektiğinden emin değilim. | Open Subtitles | أنا لن أُعطي أي قراءات للطاقة يا قصير النظر أبحث تحت كل صخرة على هذا الجبل أنا لستُ مُتأكد ما المفروض علينا فعلهُ |
Tek yapman gereken iyi bir fikir bulmak. | Open Subtitles | كلُّ ما عليكَ فعلهُ هو أن تأتي بفكرة جيّدة |
Tek yapman gereken o basamakları kendin çıkmaktı. Çok üzücü bir hata. | Open Subtitles | كل ما عليكَ فعلهُ هو طلب التحرك خطوة واحدة، ياله من خطأ شنيع. |
Tek yaptığı sahte bir ağabey göndermek oldu. | Open Subtitles | كُلّ ما فعلهُ هو مسألة العرج مع ذلِك الأخ المُزيّف |
Eleştirilerle başa çıkabilirim ama vicdanen kendini suçlu hissettiğinden dolayı yaptığı bir şey için mesuliyeti üstlenemem. | Open Subtitles | أملك أكتاف واسعة, لكن لا أريد أخذ امتياز على ما فعلهُ ضميرهُ الميت |
yapmam gereken tek şey burayı satıp onun yanına dönmek olacak. | Open Subtitles | كلّ ما عليّ فعلهُ هُو بيع هذا المنزل والعودة إليها. |
Oğlumu geri almak için ne yapmam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أخبرني فحسب بالذي عليّ فعلهُ لأسترجاع ولدي |
Bu adamın hikâyesini, geçmişte ne yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين قصتهُ حتى, ما الذي فعلهُ في ماضيه؟ |
O vahşilerin yaptığını hiçbir şey meşrulaştıramaz. | Open Subtitles | لا شئَ قد يبررُ ما فعلهُ أولئكَـ المتوحشين |
Kareem sana bu kadar korkunç olabilecek ne yaptı? | Open Subtitles | ما الذي فعلهُ (كريم) لك و كانَ رهيباً بهذا الشَكل؟ |
Yani bizim 16 yıl önce yapamadığımız şeyi yapmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | إذاً انتَ تحاول أن تنهي ما لم نستطع فعلهُ قبلَ 16 سنة |
Sonra eğitmenlerin yaptıklarını görünce o işi yapmak istediğime karar verdim. | Open Subtitles | وبعدها رأيت ما فعلهُ المُدربين.. وقُلت هذا ما أُريد أن أفعله |
Günaydın. Senin için ne yapabilirim evladım? | Open Subtitles | صباح الخير, مالذي أستطيع فعلهُ لك يابٌني ؟ |
Öyleyse tek yapmamız gereken 5 tane daha bulmak. | Open Subtitles | إذاً كل ما علينا فعلهُ هوَ إيجاد خمس بلورات أخرى |
yapmanız gerekeni yapın ama ben olsam bu işe bulaşmazdım. | Open Subtitles | إفعلوا ما يجبُ عليكم فعلهُ لكّن إذا كنتُ مكانكم، سأتريّثُ قليلا. |
Sence bu babanın yaptığından dolayı bir kısasa kısas mıydı? | Open Subtitles | هل تعتقِدُ بأنّ ذلك كان إنتِقاماً بسبب ما فعلهُ والدك؟ |
Yardımı dokunacaksa, şimdiye kadar yaptıklarının pek işe yaramadı. | Open Subtitles | ماكنتَ تحاول فعلهُ إلى الآن لم ينجح إذا كان هذا يساعد |
Belki yapabileceğimiz en iyi hareket oğlanı rahat bırakırız ve rahatça ölür. | Open Subtitles | ربما يكون الشيء الكريم الوحيد الذي يُمكننا جميعاً فعلهُ للفتى هوَ أن ندعهُ يموت |