Saldırıya uğramıştım, ama buna karşılık o salak hayatını kaybetti. | Open Subtitles | أنا هوجمت، لكن ذلك الأحمق فقد حياته بدلاً من ذلك |
Kendisi Dünya İletişim Kulesi'nde hayatını kaybetti... | Open Subtitles | الذي فقد حياته في البرج الأرضي |
Sadece bir. Ama bir adam hayatını kaybetti, ve bunu ben yaptım. | Open Subtitles | لكن رجل فقد حياته وأنا أخذتها |
Biliyorsun, Dells'de birkaç gece evvel öğrencilerimizden biri yaşamını yitirdi. | Open Subtitles | تعلم ان احد طلابنا فقد حياته منذ عدة ايام مضت |
Biliyorsun, Dells'de birkaç gece evvel öğrencilerimizden biri yaşamını yitirdi. | Open Subtitles | تعلم ان احد طلابنا فقد حياته منذ عدة ايام مضت |
Yüz binlerce insan bu seddin inşası sırasında hayatını kaybetmiş. | Open Subtitles | مئات آلاف من الناس فقد حياته اثناء بناءه. |
Müvekkilim de hayatını kaybetti. | Open Subtitles | موكلى فقد حياته هو,ايضاً. |
Carson Phillips, yıldırım çarpmasıyla hayatını kaybetti. | Open Subtitles | (كارسون فيليبز) فقد حياته عندما صعق بصاعقة |
Ray, bir insan hayatını kaybetti. | Open Subtitles | راي " رجل فقد حياته " |
Birkaç gün önce tam olarak durduğum yerde Clover Lisesi son sınıf öğrencisi Carson Phillips, yıldırım çarpmasıyla hayatını kaybetti. | Open Subtitles | منذ أيّام قليلة تماماً هنا حيث أنا اقف طالب في صف التخرّج من ثانويّة (كلوفير) (كارسون فيليبز) فقد حياته عندما صعق بصاعقة |
Bir adam hayatını kaybetti. | Open Subtitles | رجل فقد حياته. |
Ve Byron boş yere hayatını kaybetmiş olacak. | Open Subtitles | عندها سيكون (بايرون) قد فقد حياته عبثاً |