- İyice acayip oldun. İnsanları sırf sik kafalı diye eşcinsel yapamazsın. | Open Subtitles | أنت تتصرف بغرابة، لا يمكنك تحويل الناس إلى شواذ فقط لأنهم حمقى |
Ve oldukça eminim ki, fakir insanlar sırf sahip oldukları her şey alındı diye yok olma eğiliminde değiller. | TED | وأنا واثقة إلى حد ما أن الفقراء لا تميل عادة إلى أن تختفي فقط لأنهم قد تم تجريدهم من كل ما لديهم. |
sırf korkuyorlar diye vakit kaybedemeyiz. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع الخسارة وقت فقط لأنهم خائفون. |
sırf sisteme inandırılmış olduğum için mi hapse girdim? | Open Subtitles | كنت مسجوناً فقط لأنهم جعلوني أصدق النظام |
Ama sırf sevimli olduklarından bütün dünya onlara kıyak geçiyor. Peki. çocukları unut. | Open Subtitles | والعالم بأجمع يعطيهم الحرية فقط لأنهم لطفاء |
Jovius, sırf dişlerini gösterip havladıkları için barbarlara toprak vermeyi kabul edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقرّر اعطاء الأرض للبربر فقط لأنهم يخيفونك لذلك. |
Bu adada hala periler olduğunu veya sırf onu uçarken gördüler diye yardıma geleceklerini nereden bileceğiz? | Open Subtitles | كيف لنا أن نعرف أنه هناك أي جنيات متبقيات على الجزيرة أو أنهم سيأتون ليساعدوا في القتال فقط لأنهم سيرونه يطير؟ |
sırf sizinle aynı fikirde olmadığı için birine zarar vermenin haklı tarafı yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد مبرر لإيذاء الناس فقط لأنهم يخالفونك |
sırf "Tamam, mahkumiyetleri iptal ediyoruz." dediler diye hapishanede geçen süreler de iptal olmuş olmuyor. | Open Subtitles | و ليس فقط لأنهم قالوا حسنا سنلغي الأحكام معناه أنهم قاموا بإلغاء كل فترة الحبس |
Babam sırf yaşlandıkları için insanları terk edemezsiniz derdi. | Open Subtitles | أبي يقول لايمكنك التخلي عن الناس فقط لأنهم تقدموا بالسن |
sırf yasak değil diye ilkel davranışlara geri dönme. | Open Subtitles | لا تتصرف بشكل بدائي فقط لأنهم سمحوا لك بذلك |
sırf canları öyle istiyor diye tecavüz eder, öldürür, çalarlar hatta bazen sırf can sıkıntısından. | Open Subtitles | سيغتصبون و يقتلون ويسرقون فقط لأنهم يريدون ذلك أحيانا حتى لأنهم ضجرون |
Galiba içten içe birinin sırf kadın olduğu için kendini tanıtmayacak kadar kötü kalpli olabileceğini düşünememişim. | Open Subtitles | حسناً , اعتقد , في رأسي , أود ان افكر شخصاً ما ليس سيء جداً لدرجة انه . لا يريد تقديم نفسه لشخص فقط لأنهم نساء |
Seni sırf sana acıdıkları için seçtiler! | Open Subtitles | هم إختاروك فقط لأنهم يشعرون تجاهك بالأسف |
sırf 12.yüzyılda katedrallerde kullanıldı diye şimdi de ihtiyacımız olacak değilya. | Open Subtitles | هذا فقط لأنهم كانت لديهم منذ القرن الثاني عشر في الكاتدرائيات أو ما شابه أنت لا تحتاج لها الآن |
Ve Dede, Afro-Amerikalı komşularımızı sırf oy vermek istedikleri için dövdüklerinde neredeydin?" | TED | جدّي، أين كنتم عندما كانوا يضرِبون جيراننا الأفارقة الأميريكيين فقط لأنهم كانوا يحاولون التسجيل لكي يصوّتوا؟" |
Bütün o kızlar, sırf rock yıldızı tiplemesini beğendikleri için çığlık atıyorlardı. | Open Subtitles | فقط لأنهم يَشترونَ صورة نجم الروكَ. |
sırf Kadim teknolojisini nasıl kullanılacağını biliyorlar diye... | Open Subtitles | كذلك نحن. فقط لأنهم يعرفون كيف ...يستعملون تقنيات القدماء |
Her türlü ruhtan ve umuttan ve inançtan arındırılmak üzere, sadece başka bir ırk ve dinden oldukları için. | Open Subtitles | و يتم تجريدهم من روحهم و أملهم و إيمانهم فقط لأنهم من جنس آخر و عقيده أخرى |
Zengin ve önemli oldukları için küçük insanların üstüne basmayı hak sayarlar. | Open Subtitles | فقط لأنهم غنية ومهمة، يعتقدون يحق لهم خطوة على الرجل قليلا. |