düşünürseniz radyo, cihazın kulağı gibi makine öğrenmesi ise beyin gibi ikisi birlikte ise çok güçlü bir cihaz. | TED | لذا فإذا فكرتم في الأمر، فالراديو هو مثل الأذن لجهازنا وتعلم الآلات مثل الدماغ، ومعًا يكوّنان جهازًا قويًّا جدًّا. |
Bir düşünürseniz bu bütün kültürümüzün içine işlemişti, şehirlerimizin bile. | TED | وإذا فكرتم ، فأنها تخللت كل ثقافتنا، أو حتى مدننا. |
Çok sevdiğiniz ve artık yanınızda olmayan birisini düşünün. Sevgili büyükanneniz, bir sevgili, | TED | هلا فكرتم بشخص تحبونه .. لم يعد موجوداً كجدتكم المحبوبة , أحدٌ تعشقونه |
Sonra neler olacağını hiç düşündünüz mü, sonra ne olacak? | Open Subtitles | هل فكرتم جميعاً، فيما هو قادم؟ ماذا سأفعل في هذه الحالة؟ |
Diğer materyaller üzerindeki denemeleri düşünürsen, başarılı olabilir. | Open Subtitles | إن فكرتم في التطبيق على مواد أخرى فقد يكون هذا مهماً |
Eğer muzlar karşısında çikolata problemi üzerinde düşünüyorsanız, gelecek hafta muz yiyeceğimizi düşünüyoruz. | TED | إذا فكرتم في مشكلة الموز مقابل الشكولاتة، نعتقد أننا سنأكل الموز الأسبوع القادم. |
Sadece benden daha iyi olduğunuzu düşünmüştünüz, değil mi Bay Zengin? | Open Subtitles | انتم فكرتم انكم افضل مني هاه , ايها الرجل الغني ؟ |
Ama düşünecek olursanız, uluslararası standartlar belirlemenin maliyeti mafiş, hiç birşey! | TED | إذا فكرتم بها، فان تكلفة إصدار القوانين العالمية هي لا شئ. |
Şimdi düşünürseniz, GPS ve radar dan önceki dönemde bu gerçekten zor bir problem. | TED | والآن إن فكرتم بها ففي عصر ما قبل الجي بي إس كانت تلك معضلة كبيرة |
Eğer gün gelir de hayatınızda başarılı olamadığınızı düşünürseniz, her zaman hatırlayın ki, sizden çok daha kötü seçimler yapmış başka bir siz var. | TED | إن فكرتم قط أن الحياة سخيفة، تذكروا دائما أنه هناك نسخة منك قد اتخذت قرارات أكثر سوء من ذلك. |
Gerçekten düşünürseniz, efsaneyi ortadan kaldırır ve hala orada olan muhteşem şeyi görürsünüz. | TED | إن فكرتم فعلا، تزيل الأسطورة ولا يزال هناك أمر مذهل. |
Şöyle bir düşünün, bir an durup gökyüzüne baktığımızda o rengârenk gökkuşağı kavisini gördüğünüzü düşünün. | TED | أقصد، لو فكرتم في الأمر، جميعنا يقف ويرفع رأسه للسماء عندما يظهر قوس قزح الملون. |
Bugün çok fazla zorlu görevler yüklendiğinizi biliyorum, fakat bu görevi üstlenin ve bunu biraz daha farklı düşünün, çünkü çeşitlilik sihirlidir. | TED | أعرف أنكم أعطيتم الكثير من التحديات اليوم. ولكن إن أخذتم هذه المعلومة و فكرتم بها بطريقة مختلفة، لأن التنوع سحر. |
Bir düşünün, başarısız olduğumuzda kimi suçlayacağımıza, başarılı olmak için gerekli koşulları yaratmaktan daha fazla dikkat ediyoruz. | TED | إن فكرتم في ذلك، نحن نهتم أكثر بمعرفة من سنلوم في حال فشلنا، بدلاً من خلق شروط النجاح. |
Sonra neler olacağını hiç düşündünüz mü, sonra ne olacak? | Open Subtitles | هل فكرتم جميعاً، فيما هو قادم؟ ماذا سأفعل في هذه الحالة؟ |
Belki de 10 aptal yıldan sonra bundan bıkmışmdır. Bunu hiç düşündünüz mü? | Open Subtitles | ربما سأمت من 10 سنوات لعينه هل فكرتم بذلك ؟ |
Kameranızı koyup adama yardım etmeyi hiç düşündünüz mü? | Open Subtitles | هل فكرتم في أن تضعوا الكاميرا و ان تساعدوا ذلك الرجل؟ |
#Alçak yüksek olabilir # eğer pozitif düşünürsen | Open Subtitles | # لذلك يمكنكم قلب إيجابياتكم لسلبيات # إذا فكرتم بإيجابية |
Eğer düşünürsen ben gerçekten seksiyim. | Open Subtitles | أنا مثيرة لو فكرتم بالأمر حقاً |
Eğer ufacık bir an için bile başkentin insaflı olduğunu düşünüyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz. | Open Subtitles | لو فكرتم ولو للحظة أن الكابيتول ستعاملنا بعدل اذاً أنتم تكذبون على أنفسكم |
Eğer evime girmeyi düşünüyorsanız, bir tüfekle uyuyorum. | Open Subtitles | سأنام و البندقية بجانبي تحسبا لو فكرتم في الإقتحام |
Bunu önceden düşünmüştünüz, değil mi? | Open Subtitles | مؤكد أنكم فكرتم في ذلك |
Ve bunun ne anlama geldiğini düşünecek olursaniz, bu, sadece harika bir web sitesi kurmaktan ote birsey ifade ediyor. | TED | واذا فكرتم حول ماذا يعني هذا، هذا يعني أكثر بكثير من بناء موقع جميل. |