"فكروا في" - Traduction Arabe en Turc

    • düşünün
        
    • düşün
        
    • düşünsenize
        
    Okuldan veya işten eski bir arkadaşınızı en son gördüğünüz zamanı düşünün. TED فكروا في آخر مرة رأيتم فيها زميل دراسة قديم أو زميل عمل.
    Bir dakikalığına düşünün: 1.1 milyar dolar ve 26 yaş. TED فكروا في ذلك لبرهة: 1.1 مليار دولار، بعمر 26 سنة.
    Dünyanın başlangıcından beri, her yere yağmış olan bütün kar tanelerini bir düşünün. Open Subtitles أعني، فكروا في كُل كِسَف الثَلج التي سقطَت فوقَ العالَم خِلالَ تاريخ الأرض
    ... sonuçlarını kullanıyor. Bir saniye için düşünün: Artık bir standard Google yok. TED فكروا في الأمر لثانية: لم يعد هناك وجود لغوغل قياسي.
    Sadece protonu düşünün ufak partiküllerin bir araya gelmiş hali -- bir küme ufak partiküller." TED فقط فكروا في البروتون وكأنه تجمع للجزيئات الصغيرة وكأنه سرب من الجزيئات الصغيرة
    Son okuduğunuz kitabı bir düşünün sayfanın sonuna geldiğinizde ne anlattığı hakkında fikriniz yok. TED فكروا في آخر كتاب قرأتموه، عند الوصول إلى نهاية الصفحة، ولم تفهموا ما قرأتموه.
    Gen haritasından kardiyomiyopati olma ihtimali tespit edilen bir başkan seçmek ister miydiniz? Şimdi bir düşünün. TED هل تريدون حقا أن تنتخبوا رئيسا يقترح جينومهم اعتلالا في عضلة القلب؟ الآن فكروا في ذلك، إنها 2016
    Zamanımızın büyük bir bölümünü harcadığımız yeri düşünün. TED فكروا في الفضاء الذي نقضي فيه معظم وقتنا.
    Bunu, Stephen Lawler'in Sanal Dünya eserinin uzun bir kuyruğu gibi düşünün. TED فكروا في ذلك على أنه الذيل الطويل لعمل ستيفن لولر عن الأرض الافتراضية
    Çarpıcı tüketimin tipik bir örneği olarak düşünün. TED فكروا في الصورة النموذجية للاستهلاك السافر.
    Ama başlamadan en son verdiğiniz online siparişi bir düşünün. TED أمّا الآن، فكروا في آخر مرة اشتريتم شيئًا من على الإنترنت.
    deminki soruyu sorduğumda tekrardan kalkmayan onca eli düşünün. TED فكروا في الأيادى التي لم ترفع عندما سئلت هذا السؤال.
    Bunu düşünün, tam anlamıyla, bir grup öğrencinin, bugün, bir milyar insanın hayatına dokunabileceği gerçeğini. TED فكروا في ذلك، في وجود مجموعة من الطلاب تستطيع أن تؤثر في حياة البلايين من الناس اليوم.
    Zihni, çoğunu bildiğimiz odalardan oluşan bir ev gibi düşünün. TED فكروا في الدماغ وكأنه بيت ذو عدة غرف ، معظمها نعرفها جيدا.
    Pencere pervazında soğumaya bırakılmış bir turta düşünün. TED فكروا في فطيرة تبرد على عتبة إحدى النوافذ.
    Şimdi, bu marka konusu üzerinde kalarak birkaç saniye daha düşünün, sevk mekanizmaları hakkında düşünün. TED والآن، مع استمرار حديثنا عن هذه العلامة التجارية لبضع ثواني، فكروا في آلية التنفيذ.
    Şu benzetime bir bakın: Sehpaya yanlışlıkla çarptığınızda bacağınızda oluşan bir morluğu düşünün. TED قيسوا معي ذلك على المثال التالي : فكروا في الكدمة التي قد تصيب ساق الشخص عندما يصطدم ساقه بالطاولة دون قصد.
    Bunu şu şekilde düşünün. Bunu belirli amaçlar için bir şeyleri programlamaya başlamak gibi düşünün. TED فكروا في الأمر على النحول التالي. فكروا فيه على أنه بداية برمجة أشياء لأغراض محددة.
    düşünün, çünkü ben çok düşündüm; hayatımı kurtaran sapma açısını düşünün. TED تخيلوا، فقط فكروا في الأمر، لأنني بالتأكيد فكرت، فكروا في زاوية الانحراف التي أنقذت حياتي.
    Atom çok, çok, çok küçüktür. Greyfurtun içindeki atomların Dünyadaki yaban mersinleri gibi olduğunu düşün. TED الذرة هي حقا صغيرة جدا. فكروا في ذرات الليمون الهندي مثل العنب البري بالنسبة للأرض.
    hayır, ben ciddiyim bir düşünsenize. Open Subtitles لا يا شباب .. انا جاد في كلامي .. فكروا في هذا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus