| Belki ben de galaya gelirim diye düşünmüştüm. Bugün 18. doğum günüm ya. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أحضر الحفل، لأنّ اليوم كما تعلمين عيد ميلادي الـ 18. |
| Ah. Ben de normal bir aile gibi birlikte oturup bir yemek yiyebiliriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد فكّرتُ أن نجلس سويّاً ولتناول الطعام سويّاً مثل عائلة نموذجيّة |
| Lakewood'un bahar döneminde güzel olduğunu duydum. Ziyaret edeyim dedim. | Open Subtitles | سمعتُ فقط أنَّ "لايك وود" لطيفة في الخريف، فكّرتُ أن أزورها. |
| Ama madem çıkıyoruz, bilmen gerekir diye düşündüm sadece. | Open Subtitles | لكن بما أننا نتواعد، فكّرتُ أن من الضروري إخبارك |
| Bunun biraz alışılmışın dışında olduğunu biliyorum ama teklif edebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | أنا أعلم أنّ هذا ليس بالشيء التقليدي لكني فكّرتُ أن أقدّم هذا العرض |
| Beni bir saattir restoranda bekletiyordun ben de buraya geleyim dedim. | Open Subtitles | حسناً، لقد تركتني أنتظر في المطعم لمدّة ساعة، لذا فكّرتُ أن أظهر هنا. |
| - Onu yemeğe davet etmeyi düşündüm böylece oyunculuk okulum hakkında biraz bahsedebilir bunu köşe yazılarından birine yazdırabilirdim. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أدعوها لتناول العشاء واطلب منها إشارة صغيرة لمدرستي الخاصّة بالتمثيل، ووضعه في أحد أعمدتها. |
| Biraz daha takılırım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أبقى هنا لبعض الوقت. |
| Bende SOS gönderirim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لذا فكّرتُ أن أرسل إشارة استغاثة، لكن... |
| Sadece sorarım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أسأل فقط |
| Bu seni sevindirir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أن ذلك... سيجعلك سعيداً. |
| Sadece kontrol edeyim dedim. | Open Subtitles | -حسناً، طيّب، فكّرتُ أن أتحقق . |
| Ben de geç bir saatte gidersem onlara denk gelebilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أذهب إلى هناك لاحقاً، لإلقاء القبض عليهم في الموقع. |
| Bıraktığı yerden devam edeyim diye düşündüm, ama test deneği havuzu çok küçük. | Open Subtitles | فكّرتُ أن استكمل من مكان توقفها. لكن موضوع الإختبار صغير جداً. |
| Ben de, sizi o şekilde yönlendirirsem belki bir şeyler bulursunuz diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا فكّرتُ أن أخبركم ما أعرفه، وأرى ما تحصلون عليه. |
| Hayatımın aşkına benimle evlenmesini teklif edebileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أطلب الزواج من حبّ حياتي |
| Ofisiniz aramalarıma geri dönmüyordu, Bay Hix. Ben de kendim geleyim dedim. | Open Subtitles | كان مكتبك لا يردّ على اتّصالاتي، سيّد (هيكس)، لذا فكّرتُ أن أتواصل معك شخصياً. |
| Yoluma devam etmeyi düşündüm. | Open Subtitles | فكّرتُ أن أغادر فحسب |