| Belki O da tuzağa düşmüştür. Hiç bunu düşündün mü? | Open Subtitles | ربما أوقعوا به هو الآخر، هل فكّرت في ذلك قط؟ |
| Hiç küçük bir tercihin tüm hayatını nasıl değiştirebileceğini düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكّرت في أيّ وقت عن خيار واحد وصغير يمكن أن يغيّر الحياةً بالكامل ؟ |
| Tamam, büyük göğüsleri olan bir kız kullanmayı düşündün mü? | Open Subtitles | حسناً. هل فكّرت في استعمال فتاة كبيرة النهدين؟ |
| Adamlarım senin için çalışmıyor ve aklıma gelmişken ben de çalışmıyorum. | Open Subtitles | , أنا و رجالي لا نعمل لصالحكَ لو فكّرت في الأمر |
| Çığlık atmayı düşündüm ama yapmadım. | Open Subtitles | فكّرت في الصراخ ولكنّي لم أفعل |
| Ve sen Warren Beatty Janet'ı her gördüğünde hatta her düşündüğünde bile gözünde çıplak halimi canlandıracaksın. | Open Subtitles | وأنت يا زير النساء، كلّما رأيت أو فكّرت في (جانِت)، فستتصوّرني عاريًا |
| Yani, kendi başına bile, hele bir de benimle ama bunu enine boyuna düşündüm ve en akıllıca hareket bu olur diyorum. | Open Subtitles | لكنني فكّرت في هذا, و أقول لكِ إنها خطوة عبقرية. |
| Bir öğretmenlik işi için başvurmayı düşündün mü? | Open Subtitles | ولكن بما أنّك هنا، هل فكّرت في التقدّم لوظيفة معلّمة؟ |
| - Ne? Sanırım söylemek istediği, ...eski tuvalet fırçasını yerine asmayı hiç düşündün mü? | Open Subtitles | أعتقد أنّه ما يحاول قوله هو، هل فكّرت في وضع فرشاة المرحاض جانباً؟ |
| Belki de taşaklarına elektrik vermişlerdir copla acımasızca dövmüşlerdir bunu hiç düşündün mü? | Open Subtitles | ربّما صعقوه في خصيتيه وأبرحوه ضرباً ببشاعة بخرطوم مطاطي -هل فكّرت في هذا قط؟ |
| Belki de taşaklarına elektrik vermişlerdir copla acımasızca dövmüşlerdir bunu hiç düşündün mü? | Open Subtitles | ربّما صعقوه في خصيتيه وأبرحوه ضرباً ببشاعة بخرطوم مطاطي -هل فكّرت في هذا قط؟ |
| Merak ediyorum, teklifimi düşündün mü? | Open Subtitles | كنتُ أتسائل إن كنت قد فكّرت في عرضي |
| Bunun hakkında düşündün, değil mi? | Open Subtitles | لقد فكّرت في ذلك ، أليس كذلك ؟ |
| Doğum gününü nasıl kutlayacağına dair bir şeyler düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكّرت في كيفية الاحتفال بعيد مولدك؟ |
| Bak, biriyle konuşmayı düşündün mü? | Open Subtitles | استمع، هل فكّرت في التحدث إلى شخص ما؟ |
| Hiç onu vazgeçirmeyi düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكّرت في إقناعها بعدم الذهاب؟ |
| Aslında bunu düşündüm ama sonra aklıma geldi de benim de epey ünüm var. | Open Subtitles | , لقد فكّرت في ذلك لكن حينها تذكرتُ لديّ سمعة أيضًا |
| Dallas'ı Austin'den daha çok sevmem için bir sebep geldi aklıma. | Open Subtitles | اخيراً فكّرت في شئ احبّه في دالاس اكثر من اوستن |
| Çığlık atmayı düşündüm ama yapmadım. | Open Subtitles | فكّرت في الصراخ ولكنّي لم أفعل |
| Ve sen Warren Beatty Janet'ı her gördüğünde hatta her düşündüğünde bile gözünde çıplak halimi canlandıracaksın. | Open Subtitles | وأنت يا زير النساء، كلّما رأيت أو فكّرت في (جانِت)، فستتصوّرني عاريًا |
| Hayır, bence herşeyi enine boyuna düşündüm. | Open Subtitles | لا ، لا أعتقد أنني فكّرت في كل شيء بحرص كبير |