Garson elinde şarap ve özel yemek aletleriyle göründüğünde onları buraya getiren ritüelin başlamak üzere olduğunun kesin kanıtı olur. | Open Subtitles | عندما يظهر النادل يحمل الخمر و تنفذ الطعام خاصة, فمن المؤكد ل توقيع السياح لدينا قريبا تبدأ الطقوس التي جلبت لهم هنا. |
Olay şu: eğer ateş etmeye başlarsak, birileri kesin yaralanacak. | Open Subtitles | هاك الأمر إذا بدأنا بإطلاق النار على بعضنا البعض، فمن المؤكد أن هناك من سيتأذى |
Kızın buraya girdiyse, kesin sahte kimlik kullanıyordur. | Open Subtitles | اذا كانت ابنتك دخلت الى هنا,فمن المؤكد انها دخلت بهوية مزورة |
Bu baskının hedefi olacağı kesin. | Open Subtitles | فمن المؤكد أنّه هو الهدف المنشود من أجل هذه الغارة |
O kadar çok yıldız ve gezegen var ki uzayda, kesinlikle bir yerlerde hayat olmalı. | TED | وهناك الكثير من النجوم والكثير من الكواكب هناك، فمن المؤكد أن تكون هناك حياة في مكان ما هناك. |
Hacker ya da hackerların amacı bize yıkım yağdırmak idiyse amaçlarına ulaştıkları kesin. | Open Subtitles | إذا كان المخترق أو المخترقون يرغبون بإمطار القليل من الفوضى علينا فمن المؤكد أنهم نجحوا |
- Bunu biri çalmışsa da orada bırakmayacağı kesin sonuçta. | Open Subtitles | أعني، إن سرق أحدهم هذا فمن المؤكد أنه لن يتركه هناك |
Ve kuzey kutbu buzu, her yıl biraz daha erken erirse, daha bir çok ayının bu kaderi paylaşacağı kesin. | Open Subtitles | و جليد القطب الشمالي بالذوبان مبكراً كل عام... ... فمن المؤكد... |
Beyin sarsıntısı geçirmiş kesin. | Open Subtitles | فمن المؤكد إنه لديها إرتجاج |
Bu kadar rezil birşey en azından eğitsel olmalı. Bart! | Open Subtitles | أي عرض بهذا السوء فمن المؤكد أنه تعليمياً |
Bakın, bir giriş olduğuna göre, bir çıkış da olmalı. | Open Subtitles | بما أن هناك منفذ للدخول إلي هنا فمن المؤكد أن هناك منفذ للخروج |