| Yemeğe misafirimiz var. çeneni kapalı tutacağın konusunda sana güveniyorum! | Open Subtitles | لقد دعوت أحدهم على العشاء وأستحثك على أن تغلق فمّك. |
| çeneni kapalı tutmalısın. | Open Subtitles | هل تعرفين أنك تحتاجين لإبقاء فمّك مغلقاً |
| Bir dahakine ağzını açarken yayından çıktığınızdan emin ol. | Open Subtitles | تأكّد من أنك لست ببث على الهواء قبل إطلاق الاتهامات من فمّك |
| Bu konuda şom ağzını açarsan artık çocuğun falan kalmaz. | Open Subtitles | إذا فمّك الكبير بشأن هذا، لن يكون لديك أطفالاً بعد الآن. |
| Ama, yavrum, ağzından bir sürü aptallık akıyor. | Open Subtitles | لكن هناك الكثير من الغباء يقطر خارج فمّك الآن |
| Kaplumbağayla oyuncaklara gömülmüştün, parmağın Ağzında. | Open Subtitles | أنت كنت عمق كرات في تلك السلحفاة مع إبهام في فمّك. |
| Ben kazanırsam, çeneni kapalı, suçluluk duygunu da kontrol altında tutarsın ve biraz daha zaman kazanmış oluruz. | Open Subtitles | ،أربح أنا، فتغلق فمّك وتتكتم على ذنبك ونشتري أنفسنا بمزيد من الوقت |
| Ama elbette ben kazanacağım ve sen de çeneni kapalı tutacaksın. | Open Subtitles | ،لكن بالطبع سأربح أنا وتغلق أنت فمّك نهائياً |
| Pekâlâ. çeneni kapat ve biraz sert görünmeye çalış. | Open Subtitles | إبقِ فمّك مُغلقاً وحاول أن تظهر وحشياً قليلاً. |
| Bu yüzden mi onun yanında hep çeneni kapatıyorsun? | Open Subtitles | ألذلك أنتَ دائمًا تُبقي فمّك مغلق أمامه؟ |
| Ben şimdi gitsem, çeneni tutabilir misin? | Open Subtitles | إن رحلت, هل يمكنك أن تبقي فمّك مغلقاً؟ |
| En iyisi çeneni kapatman ve kendi işinle ilgilenmen. | Open Subtitles | لذا من الأفضل أن تُغلق فمّك وتدبر شأنك. |
| Birisi sana o zavallı ağzını açman için izin verdi mi? | Open Subtitles | هل أعطاك شخص الإذن لفتح فمّك الصغير التافه؟ |
| Eğer bir daha adımı ağzına alırsan senin ağzını yırtarım. | Open Subtitles | سأشق فمّك اللعين، إذا نطقت بأسمي ثانيةً. |
| Ayrıca grupta çörek yerken ağzını kapatmalısın diyor. | Open Subtitles | أيضا، تقول يجب أن تغلق فمّك عندما تأكل المعجنات في المجموعة |
| - Bir kadınla konuşmadan önce ağzını topla! | Open Subtitles | عليك أن تغسل فمّك قبل أن تتحدث لإمرأة هكذا. |
| Ne zaman ağzını açsan kırıcı bir söz çıkıyor içinden. | Open Subtitles | تقول شيء فظيعة وطول القّتك تفتح فمّك. |
| Bu iki kelimenin ağzından çıkacağını hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | كلمتين ظننت أنني لن أسمعهما قط يخرجان من فمّك |
| Gözlerini onlara dikip bakmalısın. - ağzından azıcık nefes al. | Open Subtitles | يجب أن تُحدّق في أعينهم، وأزفر القليل عبر فمّك. |
| Ağzında sik varken çok daha iyi görünüyorsun! | Open Subtitles | "براد": تبدين أفضل بكثير مع قضيّب في فمّك |
| Sanki ağzına bir sürü demir para koymuşlar gibi değil mi? | Open Subtitles | طعمها مثل من وضعوا باقة من القضبان في فمّك ، أليس كذلك ؟ |
| Senin Ağzın, tuvaletten farksız,McCourt. Beni duydun mu? | Open Subtitles | فمّك ما هــو إلا مرحـاض ماكــورت"، هل سمعتني؟" |
| Ağzınızı açın! | Open Subtitles | افتح فمّك! |
| Sayın baş komiser, böyle somurtmaya devam ederseniz ağzınızın etrafındaki kırışıklıklar asla geçmez. | Open Subtitles | يا نقيب، لو استمررت بهذا العبوس فلن تزيل هذه التجاعيد أبداً من حول فمّك |