Sadece diplomasıyla, ilkokul diplomasıyla, kendini boyacıda-kuru temizlemede çalışırken buldu. | TED | وكان مؤهله العلمي الوحيد شهادته الإبتدائية فوجد له وظيفة في مصبغة أقمشة |
Hemen suyun kenarında, bir parça çimenin üzerinde bir dalgıç kıyafeti buldu. | TED | فوجد على رقعة من الحشيش، أمام حافة المياه، بدلة غوص. |
Görünüşe bakılırsa ağabey eve gelmiş kardeşini sevgilisini öperken bulmuş ve bir tokatta kara derisini çıkarmış. | Open Subtitles | ،يبدو أنّ الأخ الأكبر عاد للمنزل فوجد أخيه الأصغر يُقبِّل حبيبته |
Bir adam eve gelir ve karısını bir yabancıyla yatakta görür. | Open Subtitles | عاد رجل إلى منزله فوجد زوجته في الفراش مع غريب |
Geçen gün, tarlayı süren ihtiyar eski paralar bulmuş. | Open Subtitles | ذات يوم, كان يحرث رجل الحقل هناك فوجد قطعاً نقدية قديمه |
21 Ekim 2011'de, Aaron dairesine izinsiz girildiğini ve ortalığın karıştırıldığını gördü. | Open Subtitles | فى 21 اكتوبر 2011 هارون عاد للمنزل فوجد شقته تم إقتحامها |
Artie, Thorngate'in şifresini çözemediği için çözebilecek tek kişiyi buldu. | Open Subtitles | لم يستطع آرتي فك شيفرة ثورنغايت بنفسه، فوجد الشخص الوحيد الذي يمكنه ذلك. |
Pek çok hikâyenin bu düzgün, tatmin edici gidişatını gerçeklikle çatışırken buldu ve kendi çalışmalarında bu iyi ve kötü arasındaki o belirsizliği keşfe çıktı. | TED | فوجد أن المنحنى المرتب لسير الكثير من القصص متناقضاً مع الواقع، فقرر محاولة استكشاف الغموض بين الحظ السيىء والجيد في رواياته. |
ve Nuh Tanrı'nın gözünde lütuf buldu. | Open Subtitles | و أما نوح فوجد نعمة في عيني الرب |
Bir adam bir başkasının bir sorundan kaçmadığını gördü ve aynısını yapacak cesareti kendisinde buldu. | Open Subtitles | رجل شاهد شخصاً لم يهرب من مشكلته فوجد الشجاعة لفعل المثل . |
Aaron, Stanford'a bilim insanı olmak üzere girdi ve karşısında çok başarılı lise öğrencileri için çocuk bakıcılığı yapılan bir program buldu. | Open Subtitles | في ظنّي أن هارون ذهب هارون إلى الجامعة ليستفيد من منحة فوجد نفسه في برنامج مجالسة للأطفال الذين يحرزون الدرجات النهائية في الثانوية |
- Ama Collins'i buldu. - Hiçbir şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | - فوجد كولينز أنا لن أقول أى شئ |
Yeni sahibi birkaç inşaat işi yaptı ve bir ceset bulundu. | Open Subtitles | والمالك الجديد قام ببعض أعمال البناء فوجد جثة |
Adam bir kapı açmış, bir anda huzuru ve Tanrı'yı bulmuş. | Open Subtitles | يبنما قام رجل آخر بفتح باب بيته فوجد السلام يجتاح عقله، وقلبه امتلأ بالإيمان فجأة |
Bağırsaklarını çıkaracakken de kolu bulmuş. | Open Subtitles | شرع في تفريغ أحشائه فوجد الذراع |
Bakmak için arabadan inmiş ve cesedi bulmuş. | Open Subtitles | خرج لإلقاء نظرة ، فوجد الجثة |
Bakmak için arabadan inmiş ve cesedi bulmuş. | Open Subtitles | خرج لإلقاء نظرة ، فوجد الجثة |
Fakat üst katta bazı sesler duyarak merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Köşeye ulaştığında bir grup genç Afro-Amerikan'ın zar oynadıklarını gördü. | TED | ولكنه سمع بعض الأصوات من فوق السلالم، فصعد ليتفقد الأمر. فأتى حول ركن السلم، فوجد مجموعة من الشباب من البشرة السوداء يلعبون الزهر. |