Siyah üzerine siyah mı? her şeyden öte, senin kör olmanı istemeyiz. | Open Subtitles | أسود فى أسود لا نريدك أن تصابى العمى فوق كل شىء آخر |
Ama hayatını her şeyden çok değer verdiğine bahse girerim. | Open Subtitles | ولكني اراهن على انها تهتم بحياتها فوق كل شيء اخر |
yeni gücün değerleri her şeyden daha fazla Şeffaflığı ödüllendirir | TED | قيم القوة الحديثة تثمن الشفافية فوق كل شيء آخر. |
1700'lerde, bilimselliği her şeyden önde tutan Aydınlanma dönemi geldi. | TED | في سنوات 1700، جاءت فترة تسمى بالتنوير، والتي تقدر السبب العلمي فوق كل شيء آخر. |
hepsinden önemlisi olabileceğiniz en iyi anne-baba olabiliyor musunuz? | TED | و فوق كل شيء آخر، هل أنت أفضل والد أو والدة يمكن أن تكون؟ |
Bir insanda her şeyden önce asıl saygı duymamız gereken o feda etmediği özüdür peki bunu nerede bulabiliriz? | Open Subtitles | أنها الذات الغير مبذولة التى يجب أن نحترمها فى الأنسان فوق كل شئ وأين نجدها؟ |
Kendi gerçeğini her şeyden ve herkesten üstün tutmuştur. | Open Subtitles | لقد حمل حقيقته فوق كل الأشياء وضد كل الناس |
Bir kadın, kocasını her şeyden öte sever ama erkek için, iş her zaman daha öndedir. | Open Subtitles | المرأة تُحب زوجها فوق كل شيء لكن بالنسبة له، العمل يأتي أولًا |
her şeyden önce fazla azimli olmayın Binbaşı Grau. | Open Subtitles | و فوق كل شئ ماجور جراو ليست هناك حماسة زائدة |
Ve çalışma kamplarında insanlar, iyi komünistler, eski partizanlar insan haysiyetinin her şeyden üstün olduğuna inanan insanlar buz gibi ayakları üzerinde ağaç kütükleri çeken yük hayvanları gibi çalıştırıldı. | Open Subtitles | ومعسكرات العمل حيث الرجال الشيوعيون المخلصون , المحاربون القدامى الرجال الذين امنوا بان كرامه الانسان تعلو فوق كل شئ |
Elbette ki, her şeyden önce, başrol aktristiniz olmaksızın, gösterinizi icra edemezsiniz. | Open Subtitles | طبعاً, فوق كل شيءٍ آخر، بدون نجمة عرضك، فليس لك أن تقوم بالعرض. |
Çünkü bizim için neyin en iyi olduğuna emin olsak da bu durum, her şeyden çok sevdiğiniz birinin kaderine karar vermek gibi bir şeydi. | Open Subtitles | حتى ونحن متأكّدون أن هذا أفضل لنا تقْرير المصيرِ شيء ومن نحبه فوق كل شيء |
Ama çok her şeyden çok seviyorum seni. | Open Subtitles | اما اني احبك فوق كل حب يااحسن الحسان ثقي في |
Ama her şeyden önce... sömürülmenin en kolay yolunun... henüz bilmedikleri bir şeyi satmak olduğunu da biliyorlardı. | Open Subtitles | ولكن فوق كل ذلك ووراء كل الإيجابيات علموا أن أسهل وسيلة هي استغلاله وهي أن يبيعوه لكنهم لم يفهموا بعد |
her şeyden önce, risk altında bir toplulukla etkileşime giriyoruz. | Open Subtitles | فوق كل هذا ، نحن نتفاعل مع شريحة تحتالخطرمن المجتمع... |
Olmadığımız bir şey gibi davranmaktan bıktım. her şeyden önce senden feci halde bıktık. | Open Subtitles | لقد تعبنا من التظاهر بأننا شيء لسنا عليه و لكن فوق كل شيء تعبنا منك |
Jeffersonian'ın başı olarak Dr. Goodman enstütünün ününü her şeyden önce tutacaktır. | Open Subtitles | و بصفته مديراً لمعهد جيفرسونيون فإن الطبيب جوودمان سيضع سمعة المعهد فوق كل شيء آخر |
Makyaj, çocuklarını koruyan dünyayla savaşında ona yardım eden ve her şeyden önce onu hep destekleyen bir şeymiş. | Open Subtitles | ، الزينة كانت شيئاً حمى ولداها و ساعدها على أن تقاتل عالمها ، و . فوق كل شيء ، دائماً ما كان يوفر لها الدعم |
Ve hepsinden önemlisi güzel genç bir kadın ve sevgilisi birbirlerinin kollarına sarılmış, ölü bir şekilde yatıyorlar. | Open Subtitles | و فوق كل ذلك لدينا امرأة جميلة و عشيقها يرقدون موتى بين ذراعى بعضهما |
Ve tabii ki, hepsinden önemlisi buraya almaya geldiğin Van Gogh resmi ticari araçta. | Open Subtitles | وبالطبع , فوق كل هذا لدينا لوحة فان كوخ التي اتيت لأجلها |
Ve hepsinden önemlisi, bu ansiklopedi yeni nesil biyologlara başlamış arayışları için ilham verebilir-- ki benim için bu 60 yıl önce başlamıştı: Yaşamı aramak, onu anlamak ve nihayet - ve hepsinden ötesi - onu korumak. | TED | والأهم من ذلك كله، يمكنها أن تلهم الجيل الجديد من علماء الأحياء للمواصلة في السعي الذي بدأ، بالنسبة لي شخصياً، قبل 60 عاماً: للبحث عن حياة، لفهمها وفي النهاية -- فوق كل هذا -- للحفاظ عليها. |