Buradaki insanlar en kısa zamanda kumaş yumuşatıcıyı icat etmeli. | Open Subtitles | على الناس هنا اختراع منعم الأقمشة في أقرب وقت ممكن |
Onu en kısa zamanda görmek istediğimi söyle. | Open Subtitles | أخبره أنني أريد أن أراه في أقرب وقت ممكن |
Binbaşı Gant'ı alın. en kısa sürede bana rapor verin. | Open Subtitles | خذوا مايجور جانيت وارجعوا لي بالتقرير في أقرب وقت ممكن |
Şuna eminim ki, takımım mümkün olan en kısa sürede gelip, seni alacaktır. | Open Subtitles | أنا سوف أتاكد أن شخص من فريقي سيصل إليك في أقرب وقت يستطيع |
Marty, En yakın zamanda şehri terk et lütfen. | Open Subtitles | مارتي ماذا تفعل ؟ غادر هذه المدينة في أقرب وقت ممكن |
İkisiyle de ilgili her şeyi bilmek istiyorum. bir an önce. | Open Subtitles | أريد أن أعرف كل شيء يمكن معرفته عنهم في أقرب وقت |
Evde yokum ama mesajınızı ve adınızla beraber telefon numaranızı bırakırsanız, en kısa zamanda sizi ararım. | Open Subtitles | أنا لست هنا، ولكن إذا ترك رسالة وتقول لي اسمك ورقم، سأدعو لك في أقرب وقت أعود. |
Biliyorsun, en önemlisi, en kısa zamanda alfa önderi oluşturmaktır. | Open Subtitles | تعلمون، فإن مفتاح هو إقامة الزعيم ألفا في أقرب وقت ممكن. |
Öyleyse bu işi en kısa zamanda halletmeliyiz. | Open Subtitles | حسنًا، علينا أن نكون قادرين إنهاء هذه العملية في أقرب وقت. |
Peki, tamam ama en kısa zamanda eve gelmelisin. | Open Subtitles | حسنا، ودفع غرامة، ولكن بحاجة لكم العودة الى الوطن في أقرب وقت ممكن. |
Lütfen mesaj bırakın. en kısa zamanda sizi aramaya çalışırım. | Open Subtitles | أترك رسالة رجاءً و سأعاود الأتصال بك في أقرب وقت ممكن |
Hemşire, yapabildikleri en kısa sürede onu ameliyat edeceklerini söylüyor. | Open Subtitles | الممرضة قالت أنهم سيقومون لها بعملية جراحية في أقرب وقت. |
Her şeyin en kısa sürede eski haline döneceğini umuyorum. | Open Subtitles | وأنا مُتأكد بأن الخدمات العادية ستعود في أقرب وقت ممكن |
Lakin en kısa sürede, kapıda halktan insanlar da görmek istiyorum. | Open Subtitles | ولكن أريد بعض الناس الآخرين في بابي، في أقرب وقت ممكن. |
Lütfen olacaklar sekizimiz arasında sır kalsın. En yakın zamanda altınızla da buluşmak istiyorum. | Open Subtitles | أرغب في لقائكم يا أهل الثقة في أقرب وقت ممكن |
En yakın zamanda poliçenizi yaptırın, 50,000 Dolardan ucuza gelmeyecek. | Open Subtitles | سوف ترغب في الحصول على هذا في سياستك ليس لأقل من 50.000 دولار في أقرب وقت ممكن |
En yakın zamanda bir terapistle görüşmeli. | Open Subtitles | ينبغي أن ترى أخصائي بالمعاجة في أقرب وقت ممكن. |
Becerebilirsen, bir an önce satışa çıkarmanı istiyoruz, hafta sonuna kadar. | Open Subtitles | نود بيعه في أقرب وقت ممكن، في نهاية الأسبوع، لو استطعتِ |
Önden başlasam bile bana hemen yetişirdi. | Open Subtitles | حتى إذا إنطلقت قبله فسيلحق بي في أقرب وقت |
"Sevgili Müdür Barker, ben ve kocam ilk fırsatta sizinle bir görüşme fırsatı istiyoruz." | Open Subtitles | عزيزتي المديرة باركر أنا و زوجي نود أن نحظى بالفرصة لمقابلتك في أقرب وقت متاح لديك |
Ve yapabildiğim ilk anda bu yetkileri halka ve senatoya iade edeceğim. | Open Subtitles | و سأعيد هذه النفوذ للناس و المجلس في أقرب وقت لن أرتاح |
– Beni Yakında ölü olarak görürsün. – Benimle gel, 24601! | Open Subtitles | ـ تريد أن تراني ميتا في أقرب وقت ـ تعالى معي يا 24601 |
Bu konuda Mümkün olduğunca çabuk bir toplantı planlayalım, en geç Perşembeye. | Open Subtitles | أريد تحديد إجتماع عن هذا في أقرب وقت ممكن، الخميس على الأكثر |