İstanbul'daki, BM Yabancı Bakanlar toplantısında Hint ve Pakistan dışişleri bakanları da var. | Open Subtitles | على هامش اجتماع وزراء الخارجية للامم المتحدة في اسطنبول من المتوقع أن وزراء خارجية الهند وباكستان |
Burası KGB'nin İstanbul'daki güvenli evi olarak kullanılıyordu. | Open Subtitles | كان هذا مرة "مركز الاستخبارات الروسي الآمن في "اسطنبول |
İstanbul'daki Asya mafyasının Donu zenginlik ve lüks bir hayat yaşıyor. | Open Subtitles | "زعيم أكبر عائلة مافيا في اسطنبول" يعيش حياة البذخ والترف. |
Geçenlerde İstanbul'da Herald Tribune'un düzenlediği lüks konulu bir konferanstaydım. | TED | كنت مؤخراً في مؤتمر عن الرفاهية ، التي نظمتها صحيفة هيرالد تريبيون ، في اسطنبول. |
Hep dağıldık sorma. Kimimiz İstanbul'da kimimiz burada. | Open Subtitles | بعضنا لا زال في اسطنبول والبعض الآخر لا زال هنا |
Alanında bir uzman. Ben de İstanbul'a gittim. | Open Subtitles | وهو خبير في حقله . لذلك أنا في اسطنبول. |
İstanbul'dan gelen dosyanı da inceledim. Bak istersen. | Open Subtitles | وقد رأيت ملفك في اسطنبول أيضاً ألقِ نظرة |
İstanbul'daki Mahmut'a ne yazalım o zaman? | Open Subtitles | مارأيك أن نكتب للسيد محمود في اسطنبول ؟ |
İstanbul'daki Marion Codwell Group adlı danışmanlık firmasının CEO'su. | Open Subtitles | شركة استشارية مقرها هناك في اسطنبول |
İstanbul'daki bombalı taksiyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر سيارات الأجرة المزورة في( اسطنبول )؟ |
İstanbul'daki bombalı taksiyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكر سيارات الأجرة المزورة في( اسطنبول )؟ .... |
Biliyor musun, evlat BM Dışişleri Bakanları toplantısı İstanbul'da gerçekleşecek. | Open Subtitles | ...أتعلم, سوني اجتماع وزراء الخارجية للأمم المتحدة سيكون في اسطنبول |
İstanbul'da olunca Javadi'yi daha rahat idare edebileceğim. | Open Subtitles | سيكون بلدي يجري في اسطنبول جعل تشغيل جوادي أسهل. |
Yani gerçekten bu toplantının Meksika değil de, İstanbul'da mı olacağını düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقا ان الاجتماع سيقام في اسطنبول و ليس في المكسيك ؟ |
- Ben o ara İstanbul'da taksiden yolumu buluyorum. - Epey bir zaman böyle geçti. | Open Subtitles | كنت وقتها سائق تاكسي في اسطنبول |
-Bir bıçak. İstanbul'dan ayrılan bir gemide yedi kişinin bıçaklanmasında kullanılmış. | Open Subtitles | هي سِكيِّن، طَعَنت سبعة "أشخاص على قارب في "اسطنبول |
Anne, İstanbul'dan bir teklif aldık. | Open Subtitles | امي لقد حصلنا على عرض للعزف في اسطنبول |