Satın aldığım ürünün postayla gelenle aynı olmasını ve bana bir kayıt altında ulaşmasını istiyorum. | TED | أريد أن أعرف أن المنتج الذي اشتريته هو ذاته الذي سيصل في البريد وهناك سجل ما عن كيفية وصوله إليَ. |
Dün bana postayla gelen paket seneler boyunca kalacak. | TED | إلى حدّ الآن، تبقى موادّ التغليف التّي حصلت عليها في البريد أمس آلاف السنين. |
-O zaman postaya veririm. -Biz de elimizdekileri postalarız. | Open Subtitles | اوكي،سارسله في البريد سنرسل ما لدينا لك ايضا |
Geçen gün, bir postada bir paket buldum. Hindistan'dan geliyormuş. | Open Subtitles | اليوم الآخر ، حصلت على طرد في البريد من الهند |
postadan organlar çıkması akla adam kaçırmayı getiriyor. Gözler mi? | Open Subtitles | أجزاء بشرية في البريد تدل عامة على الإختطاف, لكن الأعين؟ |
Hay Allah, sözde onları posta kutusuna koyacaktım. | Open Subtitles | أه، يا الهي. كان يجب ان اضعهم في البريد. |
Öteki soruna gelince; postayla bir çek gönderebilirsin. | Open Subtitles | إجابة على سؤالك الآخر، فقط أرسل شيكاً في البريد. |
Bugünki postayla geldi. Almanca ama tercüme edeceğim: | Open Subtitles | أتاني اليوم في البريد ألماني ولكن سأقوم بترجمته |
Ayrıca, ikinci görüşü postayla da gönderebilirler. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنه يمكن أن يرسلوا الرأي الآخر في البريد. |
Yani sizde boşanma evraklarını Öylece postayla yolladınız? | Open Subtitles | إذا كل ما فعلتيه هو أنك رميتي أوراق الطلاق في البريد |
Pazar günü postaya vereceğim, ancak çarşamba günü sende olur. | Open Subtitles | سوف أضعها في البريد يو الأحد مساءً. وسوف تستلمها يوم الأربعاء. |
Eve giderken yol üzerindeki postaya bırakacağım. Sabah gönderilmiş olur. | Open Subtitles | سأضعها في البريد في طريق عودتي وسيتمّ إرسالها في الصباح الباكر |
Eğer yarın sabaha kadar postada olmazsa cumartesi Dodger maçına gitmeyeceğiz, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | اذا لم يكن في البريد غداً. نحنُ لن نذهب للعب يوم السبت، مفهوم؟ |
Davetiyem postada kaybolmuştur. | Open Subtitles | أنا أعلم ما حصل لا بد أن الدعوه قد ضاعت في البريد |
Kararın açıklanmasından birkaç hafta sonra postadan küçük bir paket aldım. | TED | بعد أسابيع قليلة من إعلان المحكمة عن قرارها تلقيت طرداً في البريد |
...ve benim posta kamyonuma, bir grup çakır keyif, postadan nefret eden survivalist* tarafından pusu kuruldu. | Open Subtitles | أنا موظف في البريد الأمريكي وشاحنتي قد هُوجمت للتو من قبل مجموعة من المتعصبين للبريد |
Bir şekilde, arka cebindeki zarfı alıp posta kutusuna atamıyordu. | Open Subtitles | لكن بطريقة ما لم يستطيع أخذ المغلف من جيبه الخلفي ووضعه في البريد |
Bu büyük stajyerlik işi için bana ödeyeceğin 29 dolarlık çeki posta ile gönderebilirsin. | Open Subtitles | تستطيع إرسال شيكي بمبلغ 29 دولار أو أياً كان المبلغ الذي ستدفعه لي لهذه الزمالة التدريبية الرائعة في البريد |
posta kutuma gelen bu bağış kuponlarını. | Open Subtitles | ملصقات العناوين الخيرية التي جائت في البريد |
Başka da seçeneğim yok. Bu e-posta ile göndereceğin türden bir bilgi değil. | Open Subtitles | ليس لدي خيار أخر و لا يمكنني وضع المحرك في البريد |
Sonra posta kutumuza bir şey geldi. | Open Subtitles | وحصلنا على شيء في البريد |
Annem bunu daha yeni postalamış. | Open Subtitles | أمي أرسلت هذا في البريد. |
Posta kutusunda buldu ve çöp kutusuna saklamak için büyük miktarda enerji harcadı. | Open Subtitles | لقد وجدته في البريد, و بذلت مجهود انها تحاول تخبيه في صندوق القمامه. |