Günler uzadıkça, tavşan yavrularının hayatta kalma ihtimalleri de artar. | Open Subtitles | كما يطُول النهار، كذا تزيد فرص الأرانب الصغيرة في البقاء. |
Hayatta kalma stratejisi bu: Bir yabancının seni gerçek, birey olarak görmesini sağla. | TED | استراتيجيتها في البقاء على قيد الحياة هي: اجعلوا غريبًا واحدًا فقط يراكم كما أنتم على حقيقتكم. |
Y ekseni bize gezegensel sınırlar dâhilinde kalma yeteneğimizi gösteriyor. | TED | يعرض المحور العمودي مقدرتنا في البقاء ضمن الحدود البيئية |
En azından şimdi hayatta kalmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | على الأقل لدينا الآن فرصة في البقاء على قيد الحياة |
Eğer bir otelde kalmak isterseniz size bir yer ayarlayacağız. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في البقاء في فندق، سنضعك في الفندق. |
Eğer hayatta kalmak istiyorsanız arkanızdan destekleyenler olmalı. | TED | إذا كنت ترغب في البقاء على قيد الحياة عليك أن تتّخذ احتياطات. |
Ama bu durumda da, benim yanımda kalmaya devam edebilir misin? | Open Subtitles | ولكن مثل ذلك ، هل يُمكنكَ الاستمرار في البقاء الى جانبي؟ |
Sessiz kalma hakkın var! Kapa çeneni! | Open Subtitles | لديك الحق في البقاء صامتاً لذا اغلق فمك القذر |
Hayatta kalma isteğim sana göre bencillikse, öyle olsun. | Open Subtitles | اذا أردتي تفسير رغبتي في البقاء على قيد الحياة على أنها أنانية ، حسنا |
Sessiz kalma hakkına sahipsin, ta ki bla bla bla. Hepsini duydum. | Open Subtitles | حسنا، لك الحقّ في البقاء صامتا أيّ شئ تقوله يمكن أن وقد يكون |
Bilinç altına itmenin hayatta kalma mekanizması olduğunu tartışıyorduk. | Open Subtitles | دكتور جراهام لقد كنا توا نتناقش في مسألة الكبت كأداة حيوية و محركة في البقاء على قيد الحياة. |
Sessiz kalma hakkına sahipsin. Öyle yapmanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | لديك الحق في البقاء صامتاً,واعتقد أنك كذلك بالفعل |
Hayatta kalma güdülerini hiptonizma bile bozamaz. | Open Subtitles | حتى رسائل منومة لايمكنها التغلب على غرائزنا في البقاء |
Ekibimin Atlantis'te kalma ihtimali nedir? | Open Subtitles | ما هي فرص فريقي في البقاء هنا فى أتلانتيس ؟ |
Ama, artık hiç kimse orada yalnız kalmak istemiyor. | Open Subtitles | لا احد يرغب في البقاء هناك لوحدة بعد الان |
Kapalı mekanda kalmak istemedim ben de kitaplarımla buradayım işte. | Open Subtitles | لم أكن أشعر برغبة في البقاء بالمنزل لذا ها أنا ذا مع كتبي |
Ama, artık hiç kimse orada yalnız kalmak istemiyor. | Open Subtitles | لا احد يرغب في البقاء هناك لوحدة بعد الان |
Gerçekten kalmak istediğini bilseydim, harika bir yaşantımız olabilirdi. | Open Subtitles | إذا اعتقدت أنك ترغبين فعلا في البقاء هنا فبأمكننا ان نحيا حياة سعيدة |
Eminim siz ikiniz yalnız kalmak istersiniz. | Open Subtitles | متأكدة أنكما ترغبان في البقاء لوحدكما الآن. |
Bence her gerçek dağcı dağda kalmak ister. | Open Subtitles | أعتقد أن كل متسلق حق الرغبة في البقاء على الجبل. |
kalmaya devam etmek istedi. | Open Subtitles | لم يكن ستالين يرغب في المغادرة، بل كان يرغب في البقاء |
Hiç daha uzun süre genç kalmayı ve yaşlanmayı ... durdurmayı istediniz mi? | TED | هل رغبتم يوماً في البقاء شباباً مُدة أطول وتأخير الشيخوخة |
Kızlar, orada olmaktan heyecanlı gözükmelerine rağmen uyanık kalmakta zorlanıyorlardı. | TED | رغم أن الفتيات بدى عليهن الحماس لوجودهن هناك، إلا أنهن كنّ يواجهن صعوبة في البقاء يقظات. |