daha yedi yaşında. | Open Subtitles | إنها ليست النهائيات إنه في السابعة من عمره |
Michael, sen kafayı mı yedin? O daha yedi yaşında. | Open Subtitles | مايكل هل فقدت صوابك انه في السابعة من عمره |
Unutmayın, daha önce Libya'ya sadece tatil için gittim ve yedi yaşında bir kız için büyülü bir yerdi. | TED | تذكروا، لم أذهب قطّ إلى ليبيا في عطلة، وكطفلة في السابعة من عمرها، كان ذلك كالسحر. |
Kafamda bir renk karmaşası vardı ve yedi yaşımdaydım. | TED | كنت حينها في السابعة من العمر، مع فوضى من الألوان في رأسي. |
İnan ya da inanma ama sinsi ve pislikler ve yedi yaşındaki bir kızı incitmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | صدِّقي هذا أو لا، لكنّهم أوغاد و ملاعين و هُمْ يحاولون إيذاء فتاة في السابعة من عمرها |
Tamam, hipertansif krizler geçiren yedi yaşındaki bir çocuğun ayırıcı tanısı ne? | Open Subtitles | حسناً، ما التشخيص لطفل في السابعة من عمره يعاني من أزمات ضغط مرتفع؟ |
yedi yaşındayken yaşadığım bir anımı hatırlıyorum, babam bana geldi ve dedi ki: "Mariana, seni ve küçük kardeşini göndereceğim..." | TED | أتذكر ذات مرة عندما كنت في السابعة من عمري تقريباً أتى والدي إلي وقال "ماريانا سوف أرسلكِ أنت وأختك الصغيرة |
Ben yedi yaşındayken, iyi niyetli bir yetişkin büyüdüğümde ne olmak istediğimi sordu. | TED | عندما كنت في السابعة من عمري، سألني بالغ بحسن نية عما أريد أن أكون عندما أكبر. |
Michael, sen kafayı mı yedin? O daha yedi yaşında. | Open Subtitles | مايكل هل فقدت صوابك انه في السابعة من عمره |
Lütfen. Kardeşim daha yedi yaşında. | Open Subtitles | أرجوك، إنّها في السابعة من عمرها |
Yani... daha yedi yaşında o. | Open Subtitles | أعني أنها في السابعة من العمر |
Ertesi hafta annesi kardeşimin sınıfına geldi ve yedi yaşındaki çocuklara oğlunun resmi için yalvardı, patlamada herşeyi kaybetmişti. | TED | ظهرت والدته في الأسبوع التالي في فصل أخي الدراسي وتوسلت لأطفال في السابعة من عمرهم أن يعطوها أي صورة قد يحملونها لولدها ، لأنها فقدت كل شئ في الإنفجار . |
Bu mahallede geçirdiğim ilk hafta beş ve yedi yaşlarında, büyüğün küçüğün arkasından koştuğu bir kovalamaca oyunu oynayan iki oğlan çocuğu gördüm. | TED | الأسبوع الأول الذي قضيته في هذا الحي، رأيت ولدين، أحدهما في الخامسة والآخر في السابعة من عمره، يلعبان الشريدة "المطاردة"، حيث يبدأ الولد الكبير باللحاق بالآخر. |
Tamam, hipertansif krizler geçiren yedi yaşındaki bir çocuğun ayırıcı tanısı ne? | Open Subtitles | حسناً، ما التشخيص لطفل في السابعة من عمره يعاني من أزمات ضغط مرتفع؟ |
Az önce yedi yaşındaki birine "bebek" dedim. | Open Subtitles | لقد قلت لشخص في السابعة من عمري "حبيبي" للتو |
Böylece, yedi yaşındayken, bütün oyuncaklarımı, bebeklerimi topladı ve hepsini attı. | TED | لذلك عندما كنت في السابعة من العمر، جمع كل ألعابي، كل الدمى، وألقى بها في القمامة. |
yedi yaşındayken artık inanmana yetecek kadar söylenmiştir sana. | Open Subtitles | في السابعة من العمر يقال لك كثيراَ وتؤمن به |
yedi yaşındayken gördüm. Ve Zack'i rahat bırak. | Open Subtitles | عندما كنت في السابعة من عمري و اترك زاك و شأنه |