Kışları hoştu ama Yazları çok sıcaktı. | TED | كان البيت دافئا في البرد لكنه حار جدا في الصيف |
Görüldüğü gibi, koyu mavi ile gösterilen çizgiye kadar genişlemektedir. Bu, yıllık kış buzlarıdır. Ve Yazları küçülürler. | TED | كما ترون، أنه يتمدد الى الأزرق الداكن. هذا هو الجليد السنوي في الشتاء. وينكمش في الصيف. |
Yazları akarsular hemen hemen kurur ve bu da anofellerin taşıdığı sıtmanın kaynağıdır. | Open Subtitles | في الصيف يجفّ مجرى الماء وذلك يؤدي إلى انتشار البعوض مما بسبب انتشار مرض الملاريا |
yazın Kaiser için tavukları taşırken adadan en uzağa gidebildiğin yer neresiydi? | Open Subtitles | عندما كنت تحمل الدجاج في الصيف من أجل قيصر ماذا كانت أبعد |
yazın Kaiser için tavukları taşırken adadan en uzağa gidebildiğin yer neresiydi? | Open Subtitles | عندما كنت تحمل الدجاج في الصيف من أجل قيصر ماذا كانت أبعد |
O yüzden, lütfen bizi bu yaz endişelendirme. Onu davet etmeyerek bizi şımart. | Open Subtitles | لذا,أرجوكِ,لا تقلقينا كما حدث في الصيف الماضي وأريحينا بأن لا تطلبي منها المجىء |
Gelin, size bahçeyi göstereyim. Yazları çok güzel olur. | Open Subtitles | تعالا، دعاني أريكما الحديقة إنها جميلة في الصيف |
Tek bildiğim, kışları odamın çok soğuk... Yazları da çok sıcak olduğu ve bu yüzden uyuyamadığım. | Open Subtitles | .. أنا أعرف أن غرفتي كانت باردة جداً في الشتاء و حارة جداً في الصيف لم أكن أستطيع النوم |
Hayır, alerjiden. Yazları böyle oluyor. | Open Subtitles | لا ، إنها نفس الحساسية التي تكون لدي في الصيف. |
Evet, lisedeyken Yazları orada çalışırdım. - Yok artık. | Open Subtitles | أجـل ، كنت أعمـل هنـاك في الصيف بالثـانوية |
Ve okuldan sonra işi öğrenip, Yazları kendim yaparım. | Open Subtitles | ويمكنني التدرب معها بعد المدرسة وأحاول أن أديره بنفسي في الصيف |
Kış geldiğinde kıyıdan onlara bakar... ve Yazları da sormaya devam ederdi. | Open Subtitles | في الشتــاء كان ينظر إليهممنالشاطيء... وأما في الصيف ... فإنه يظل يتســاءل. |
İtalyan kıyıları, Yazları zengin ve ünlüleri çeker. | Open Subtitles | الساحل الإيطالي في الصيف يجذب الغني والمشهور |
Malibu, California yazın en süper reality şovuna ev sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | ماليبو , كاليفورنيا الان يرعى اروع برنامج تلفزيون الواقع في الصيف |
Yapılan son tahminler önümüzdeki 20 ila 40 yılda yazın Kuzey Kutbu'nun buzdan tamamen yoksun kalabileceğini ortaya koyuyor. | Open Subtitles | تقول آخر التنبّؤات أن القطب الشمالي قد يكون خالياً تماماً من الثلج في الصيف خلال 20 إلى 40 عاماً |
10 ay önce, belki bir yıl. yazın avukatlarla görüştüğünü duymuştum. | Open Subtitles | عشرةُ شهور , ربما سنة سمعتُ بأنهُ يقابل المحامون في الصيف |
Ve bu değişim yazın ve kışın Dünya'ya düşen güneş ışığı miktarını da etkiliyor, bu da iklimi etkiliyor, değişmesini sağlıyor. | Open Subtitles | وهذا يؤثر على كمية أشعة الشمس التي تسقط على الأرض في الصيف والشتاء، وهذا له تأثير على المناخ، فإنه يجعله يختلف. |
Evlat gelecek yaz Florida, Orlando'da bir dümen çevirebilir misin? | Open Subtitles | ياولد، في الصيف القادم هل بإمكانك الاحتيال في أورلندو، فلوريدا؟ |
Tüm yaz ve sonbahar boyunca biz hep bir aradaydık. | Open Subtitles | في الصيف والخريف كان لدينا بعضنا البعض وهذا كل شئ |
İkinci olarak, bir yaz, şu tam bir damızlık olan çocukla. | Open Subtitles | , و المرة التالية , في الصيف التالي لهذا الشاب الوسيم |
Belki gelecek Yaza oraya gelmek için biraz şansımız olabilir. | Open Subtitles | إذاً سأكون محظوض جداً إذا قمتي بزيارتي في الصيف المقبل. |
yazdı ve beyaz badana rüzgarda kuruyordu. | Open Subtitles | كان ذلك في الصيف والملابس البيضاء كانت معلقة لتجف في الهواء |
Hatta geçen sene Summer Stock seçmelerine katılmayı bile denedim ama pek tabii ki babam izin vermedi. | Open Subtitles | حاولت أن أذهب لتجربة في الصيف الماضي حتى و لكن بالطبع أبي لم يسمح لي |