Sadece Çin’de, bu aktif maddeleri üreten... ...beş yüz tane tesis vardır. | TED | هنالك 500 من هذه المنشات التي تنتج هذه المكونات في الصين وحدها |
İşte bu yüzden Bill Gates Çin'de ileri reaktör geliştiriyor. | TED | لهذا السبب فإن بيل جيتس في الصين لتطوير مفاعلات متقدمة. |
Ve kayıt dışı ekonomiyi öğrenmek için Çin'de epey fazla zaman harcadım. | TED | قضيت الكثير من الوقت الإضافي في الصين لكي أعرف الاقتصاد غير الرسمي. |
Çok zorlu bir vakayı çalıştık, tüm Çin'deki ormanların yokolması vakasını. | TED | قمنا بذلك لقضية صعبة جدا كانت لعملية ازالة الغابات في الصين. |
Ve Çin'deki hükümetin ve otoritelerin almış olduğu desteği rakamsal verilerle gösterdin. | TED | وقد أظهرت أرقام حول الدعم الذي تحظى به الحكومة والسلطات في الصين. |
Bu Çin'in 20 milyonun üzerinde nüfusu olan bir çok şehrinin olacağı bir dönemde ortaya çıkan soruna yönelik çözüm. | TED | وهذا هو الحل لهذه المشكلة حيث ستطبق في الصين في العديد والعديد من المدن التي يتجاوز سكانها 20 مليون نسمة |
Gece görüntüsüne dönersek, Çin'de kuralların çarpıcı bir şekilde değişmesine neden olan sürece dair bir ipucuna sahip olabiliriz. | TED | إذا عدنا إلى خريطة الليل ، يمكنك رؤية دليل العملية التي أدت إلى تغيير جذري في القوانين في الصين. |
Çin'de olsan hiç kimsenin umurunda olmadan koca bir köpeği yiyebilirsin. | Open Subtitles | عليك أن تقرر لنفسك، في الصين يمكنك أن تأكل كلب بأكمله |
Hayır, Çin'de başına gelenlerle benim hiç bir ilgim yok oğlum. | Open Subtitles | لا , لاعلاقة لي بما حصل لك في الصين يا بني |
Ancak pazara şöyle bir bakınca gerçekten Çin'de olduğunuza inanmakta zorluk çekiyorsunuz. | Open Subtitles | لكن انظر حول السوق، من الصعب الإعتقاد في الحقيقة أنك في الصين. |
Çin'de Kral'ın mezarını kazdığım zaman, kanalizasyon patladı ve ben neredeyse ölüyordum. | Open Subtitles | عندما حفرت قبر الملك في الصين, المجارير السفلية انفجرت و كدت اموت. |
Demek siz ramene pang-gah-mae diyorsunuz. Çin'de de mi var yani? | Open Subtitles | أعتقد أنْ هذا ما تسمونه يوجد لديكم في الصين أيضاً ؟ |
Köpek balığı yağı Omega-3 üretiminde kullanılıyor ama bu tür köpek balıkları Çin'de ve uluslararası alanda koruma altında. | Open Subtitles | يتم استخدام زيت سمك القرش للأوميغا 3، ولكن هذه أسماك القرش كان يتداول مهددة بالانقراض ومحمية في الصين ودوليا. |
Çin'de günde 11 saat futbol topu dikiminde çalışan bir kadın. | Open Subtitles | تعمل المرأة في الصين 11 ساعة يومياً في خياطة كرات القدم |
2018 yılı itibariyle Çin'deki üretim maliyetleri ABD ile aynı olacak. | TED | بحلول عام 2018، تكاليف التصنيع في الصين ستكون مساوية للولايات المتحدة |
Kara Ejder Nehri, Çin'deki en küçük etnik gruplardan birinin evidir. | Open Subtitles | إنّ نهر التنين الأسود موطن احد المجموعات العرقية الأصغر في الصين. |
Son 20 yıldır bu tarz küçük çaplı koruma alanları Çin'deki 150 vahşi timsah türünün soyunun tükenmesine engel olmuş. | Open Subtitles | في أخر 20عام مضت مشاريع الحماية الصغيرة المماثلة هي التي حمت 150 من التماسيح البرية في الصين من خطر الإنقراض |
Çin'in bir uzantısı, Afrika'nın bir genişletmesi, Hindistan'da bir paradigma kayması. | TED | بل باستمرار الزيادة السكانية في الصين وإفريقيا والتغير النوعي في الهند. |
Bu Çin'in gelebileceği en manevi rol. | TED | وهذا يقرب الوضع في الصين إلى نوع من الدور الديني \ الروحاني |
Çinde Doğdum'da, herzaman farklı bir ülkeden ayı izlemek isterdim. | Open Subtitles | عندما كنت في الصين , كنت أريد دائما لعرض القمر في بلد أجنبي. |
Binlerce milyon tanesi için çalışma yapmaya veya enjekte edilerek kaplanması için Çin'e göndermeye gerek yok. | TED | لاحاجة لتصنيع الاف المليونات أو إرسال ذلك المنتج ليذوب ويتم صبه في الصين |
Jay Walker: Güney Amerika'da, Hindistan'da, Güneydoğu Asya'da, ve en fazla da Çin'de. | TED | جاي والكر: في أمريكا اللاتينية، في الهند، في جنوب شرق آسيا، ومعظمهم في الصين. |