basınç değişimleri yüzey rüzgârı yaratır, bu da nemin atmosferde hareket etmesini sağlar. | TED | وتخلق التدرجات في الضغط رياحًا سطحية، والتي بدورها تثير الرطوبة في الجو. |
Ayrıca, tırnaklar tırmanma sırasındaki basınç değişikliklerini saptamak için ekstra zemin alanı sağlayarak parmaklarının hassasiyetini geliştirdi. | TED | بالإضافة إلى ذلك، طوّرت الأظافر حساسيّة أصابعهم من خلال توفير سطحٍ إضافيٍّ للكشف عن التغيّرات في الضغط أثناء التسلّق. |
Tüp bütünlüğü tehlikede. Sızıntı ve basınç kaybı var. | Open Subtitles | سلامة الإنبوبِة باظت عِنْدَنا تسرب في هبوط في الضغط |
Biraz daha zorlayıp hata yapmaya başlayana kadar onu korkutmalıyız. | Open Subtitles | إنّما علينا الاستمرار في الضغط عليه وإفزاعه قليلاً حتّى يبدأ بارتكاب الأخطاء |
Bence eyalet ve Washington düzeyinde sizin için lobi yapacak birine ihtiyacınız var. | Open Subtitles | اعتقد انك تحتاج لشخص يساعدك في الضغط على مستوى الولاية ومن ثم الحكومة. |
Hatırlamanı sağlayan bu subdural hematomu zorlamaya devam edersen ölebilirsin. | Open Subtitles | استرجاع الذاكرة يسبب لك ورم دموي تحت الجافية يمكن أن يقتلك اذا استمريتي في الضغط عليه |
Bir yırtılma ya da basınç kaybı olmadıkça radyasyona maruz kalman imkansız. | Open Subtitles | التلوث مستحيل, إلا في حالة وجود تمزق بها... أو نقص في الضغط. |
Yaraya basınç uygula. | Open Subtitles | إستمر في الضغط على الجرح إستمر في الضغط على الجرح |
Profesör, acil bir durum var. 5. bölgede basınç sızıntısı var. | Open Subtitles | بروفيسور ، لدينا أمر طارئ هناك تسرب في الضغط في منطقة 5 |
Şimdi, karnına basınç yapmaya devam et. İşte böyle. | Open Subtitles | . استمري في الضغط على بطنه الآن ذلك جيّد |
Ya kafa içi basınç artışıdır ya da hipotalamusunda bir sorun vardır. | Open Subtitles | إمّا أن هناك ارتفاعاً في الضغط داخل القحف أو أن هناك خللاً في الوطاء |
Bilinci yerine gelirse, kafa içi basınç artışıdır. | Open Subtitles | إن استعادت الوعي فالمشكلة هي ارتفاع في الضغط القحفي |
Yer altı tanklarında basınç kaybı yok ayrıca halon* boşaltımı da yok. | Open Subtitles | لا يوجد نقص في الضغط في الصهاريج التي في الأسفل ولا يوجد هالونات مفرغة |
Fakat ameliyat O'nun için dizini daha da zorlayıp yine paramparça etmek için iyileştirme anlamına geliyor. | Open Subtitles | انها تجعله بحاله أفضل، ولكن بالنسبة له يجب أن تجعل منه أفضل حتى يستمر في الضغط عليها، تدميرها، أساسًيا، |
Addison'ı zorlayıp duramazsın. | Open Subtitles | لايمكنكِ الأستمرار في الضغط على أديسون |
Bütün gün orada lobi yapacak vaktim yok. | Open Subtitles | حسناً، لا يسعني تحمل أن أصرف يوماً كاملاً في الضغط على الكونغرس |
Beni zorlamaya devam edersen ne olacağını medyumlarına sor istersen. | Open Subtitles | لماذا لا تسألهم عن ما سيحدث لو أستمريت في الضغط علي |
Mademki konuşmaya başladı, onu istihbarat için zorlamaya devam et... | Open Subtitles | بما أنه بدأ التحدث الآن ، استمري في الضغط عليه من أجل الحصول على معلومات |
Beni zorlamaya devam et, Charlie, Gözün yiyorsa. | Open Subtitles | استمر في الضغط علي, (تشارلي), أنا اتحداكِ |