O kitap, umudun simgesi. Yeraltı Dünyası'nda ise umuttan pek fazla yok. | Open Subtitles | ذاك الكتاب تجسيدٌ للأمل، والأمل غير متوفّر بكثرة هنا في العالَم السفليّ |
Tek bilmen gereken, Yeraltı Dünyası'nda sıkışıp kalan tüm bu ölü insanların yarım kalan işleri olduğu. | Open Subtitles | كلّ ما يهمّ هو أنّ كلّ هؤلاء الناس في العالَم السفليّ موتى وعالقين لأنّ لديهم مسائل عالقة |
Peki şimdi kızımızı Yeraltı Dünyası'nda nasıl koruyacağım? | Open Subtitles | وكيف عساي الآن أحمي ابنتنا في العالَم السفليّ؟ |
Dünyanın en iyi solo yatçılardan bazılarının yüzme bilmediğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعرف أنّ بعض مالكي اليخوت الأجود في العالَم لا يجيدون السباحة؟ |
Bir ebeveyn ile çocuğu arasındaki kızgınlık, Dünyadaki en doğal şeydir. | Open Subtitles | الغضب بين أبٍ و ابنه هو أكثر الأمور طبيعيّةً في العالَم. |
Yeraltı Dünyası'ndaki zamanım doldu. Seninki de dolabilir. Dediğimi yap yeter. | Open Subtitles | نفد وقتي في العالَم السفليّ ووقتك سينفد أيضاً، فنفّذي ما أقوله |
İnsan, Yeraltı Dünyası'nda daha çok sıcak iz bulacağını düşünür. | Open Subtitles | يخال المرء أنّه يوجد المزيد في العالَم السفليّ |
Kimleri seçersem o kişilerin burada, Yeraltı Dünyası'nda kalacaklarını söyledi. - Reddettim. | Open Subtitles | قال أنّ مَنْ أختاره سيبقى في العالَم السفليّ وقد رفضت ذلك |
Kimleri seçersem o kişilerin burada, Yeraltı Dünyası'nda kalacaklarını söyledi. | Open Subtitles | قال أنّ مَنْ أختاره سيمكث في العالَم السفليّ |
Ama hâlâ Yeraltı Dünyası'nda mahsuruz. | Open Subtitles | لكنّنا ما نزال عالقين في العالَم السفليّ |
Bunların hepsi bizi Yeraltı Dünyası'nda tutmak için bir oyundu. | Open Subtitles | المسألة برمّتها كانت مكيدة لإبقائنا عالقين في العالَم السفليّ |
Yeraltı Dünyası'nda da bir tane olmalı. | Open Subtitles | حتماً هنالك كتاب في العالَم السفليّ |
Bense Yeraltı Dünyası'nda hiçbir şeyin filizlenmediğini sanıyordum. | Open Subtitles | في حين حسبتُ ألّا شيء يزهر في العالَم السفليّ -ماذا تريد؟ |
Onları Yeraltı Dünyası'nda tuzağa mı düşürdün? | Open Subtitles | هل احتجزتهم في العالَم السفليّ؟ |
Seni Yeraltı Dünyası'nda bıraktığımızı sanıyorduk. | Open Subtitles | حسبتُ أنّنا تركناك في العالَم السفليّ |
Zalim bir şaka. Dünyanın en çıldırtıcı bilmecesi. | Open Subtitles | إنّها مزحة قاسية وأشدّ أحجية محيّرة في العالَم |
Bir bağlama büyüsüne göre çok zekice bir tarif. Dünyanın en büyük büyücüsünü kontrol edebilir. | Open Subtitles | وصفة عبقريّة لسائل التقييد يمكنها التحكّم بأعظم ساحر في العالَم |
Şuna bakın. Dünyanın en çabuk geçen fırtınası. | Open Subtitles | انظرا لهذا إنّها العاصفة الأسرع في العالَم |
Ve buna Dünyadaki herşeyden çok inanmak istiyorum. | Open Subtitles | و أريد أن أصدّق ذلك أكثر مِن أيّ شيءٍ في العالَم. |
Yani, bu çeviriler çok karışık ama Dünyadaki en uzman kişilerden bazılarıyla iletişime geçtim ve içlerinden biri bize dönüş yapacaktır. | Open Subtitles | هذه الترجمات صعبة لكنّي تواصلت مع بعض أصحاب ألمع العقول في العالَم وأحدهم سيردّ علينا أنا على يقين مِنْ ذلك |
Her halükarda, Yeraltı Dünyası'ndaki zamanım doldu. | Open Subtitles | بكلّ الأحوال انتهى وقتي في العالَم السفليّ |
Bir de Yeraltı Dünyası'ndaki dairemizde bir ziyaretçimiz var. | Open Subtitles | وزائر لشقّتنا في العالَم السفليّ |