"في المطار" - Traduction Arabe en Turc

• Havaalanında
• Havaalanındaki
• havaalanından
• havalimanında
• Havaalanı
• Havaalanına
• Havaalanındayım
• havalanında
• Havaalanındaydım
• Hava alanındaki
• Bir havalimanı hakkındaydı
• hava alanında

O ve arkadaşı Havaalanında bir izci tarafından tespit edildiler.
هي وصديقتها لوحظا من قِبل المراقب في المطار خطفوها الالبانيون

Dinle, ilk önce, çip'i onun bildiği tek yer olan, o Havaalanında satacaksın,
اسمع, قبل كل شيء, ستبيع الرقاقة في المطار. المكان الوحيد الذي تعرف بأمره

Öküzün teki bana Havaalanında sıkıntı verdi, bende karikatürünü çizdim.
شخص مزعج في المطار أزعجني للغاية . فقمت برسمها عنه

Havaalanındaki adam, çiftlikteki adam, onları ben öldürdüm, ben yaktım onları.
ذلك الرجل في المطار, والرجال في المزرعة لقد قتلتهم, لقد أحرقتهم

Onu havaalanından almamı istedi. Bu iyiye işaret.
طلبت مني استقبالها في المطار أليس مؤشراً جيداً ؟

- Anladığım kadarıyla kadın şu an adamın tekiyle Havaalanında buluşuyor.
أنا أجمع شيء هنا.. أنها في المطار الآن تنتظر رجل ما

Hatta buraya gelirken insanlar beni Havaalanında durdurdu.
حتى عند قدومي إلى هنا، أوقفني الناس في المطار.

- Onlarla Havaalanında buluştum. Onların polis olduğunu sandım.
قابلوني في المطار.إعتقدت بأنهم كانوا الشرطة.

Eski bir katil, Havaalanında bir büfesi var.
إنه شرطي سابق في قسم جرائم القتل لدية كشك في المطار

Şansını dene ve geç. Havaalanında sorun yaratma.
خذي فرصة ، مرِّي من خلاله ، لا تعملي المشاكل في المطار

Havaalanında bizi Senatör Jesus Braunschweiger karşılar.
كل ما سيحدث إننا سوف نجتمع في المطار مع السيناتور جيزوس برونسجوايجر

Havaalanında herkesin ortasında kapının önünde öpüşüyor ve birbirimizle vedalaşıyorduk.
في المطار كنا واقفين هناك أمام الباب نتعانق و نتقبل و نودع بعضنا

Dün gece Havaalanında saatimi çaldırdım.
لقد تمت سرقة ساعتي اللعينة في المطار أمس

Bahse girerim Havaalanında bir çok yakışıklıyla tanışıyorsundur.
فتاة مثلك ترى العديد من الفتيان الرائعين في المطار

Trafik Havaalanında kötüydü.
حركة المرور اليوم في ساعة الذروة كانت سيئة جدا في المطار

Arkadaşıyla birlikte Havaalanındaki bir gözcü tarafından işaretlendi. Kızımı Arnavutlar kaçırdı.
قابلت و صديقتها نصابا في المطار ، خطفها مجموعة من الألبان

Çünkü hiç kimse beni havaalanından almadı. Tanrım, Klaus.
لأنه لم يستقبلني أحد في المطار يا إلهي،كلاوس

Vay canına! havalimanında birileriyle karşılaşmak çok tuhaf oluyor.
ياله من احساس غريب كيفية الركوض بين الناس في المطار

Havaalanı güvenlik kamerası görüntülerini almak için TSA ile görüşüyorum.
أعمل مع وزارة النقل للحصول على لقطات أمنية في المطار

Daha şimdiden, 3.000 kadar Barbara Jean hayranı ve destekleyicisi Havaalanına geldi.
وقبل الوصول ينتظرها حوالي 3 آلاف من المعجبين والمساندين لها في المطار

Havaalanındayım; gürültü için bağışla, bavullarımı bekliyorumda.
نعم، أنا في المطار سامحني على الإزعاج أنا أقوم بجلب أمتعتي

Bir cinayet görgü tanığı ve bir savcılık çalışanı burada, havalanında ölümden döndü.
شاهدة العيان لجريمة قتل ، وموظفة مكتب المحامي العام نجيا من الموت المحقق هنا في المطار

Havaalanındaydım ve düşündüm de en azından şimdi bahanem var diyordum.
لقد فكرت في المطار و لقد فكرت بحالي على الأقل لدي الآن عذر

Hava alanındaki CIA ekibinden aradılar.
لقد تلقيت اتصالا من الفريق الاستخباراتي في المطار.

Bir saat 40 dakika sonra hava alanında olmam lazım.
علي أن أكون في المطار بعد ساعة و 40 دقيقة