"في المعبد" - Traduction Arabe en Turc

    • tapınakta
        
    • Tapınak'
        
    • tapınaktaki
        
    • tapınağında
        
    • tapınağın içinde
        
    tapınakta altın var. 10 atın taşıyacağından fazla hem de. Open Subtitles توجد كميه من الذهب في المعبد تنوء بحملها عشرة خيول
    Ben buna... atalarımın kemiklerinin korunduğu tapınakta yemin ettim. Open Subtitles هذا ما أقسمت به في المعبد الذي يحمي عظامهم
    tapınakta çalışmaya başlamak istedim. Open Subtitles نعم أردت أن أعود إلى هنا وأبدأ العمل في المعبد مجدداً
    Michaelmas döneminde Ruhani Tapınak'ta ikinci gece yapılan şükran duası nedir? Open Subtitles ما هي التعويذة المستخدمة في المعبد الداخلي لليلة الثانية في فصل الخريف الدراسي؟
    tapınaktaki eğitimim sayesinde vücuduma sahip olan Goa'uld zihnimi tamamen ele geçiremedi. Open Subtitles بسبب تدريبي في المعبد الجواؤلد الذى استحوذ على جسدى لم يسيطر على عقلي بالكامل
    Çocukken tapınakta bir şarkı söylerdim. Open Subtitles عندما كنت صبيا اعتدت أن أغني أغنية في المعبد
    Asa bir tapınakta olacak bu da dört rahiple yer değiştireceğiniz anlamına geliyor. Open Subtitles سيكون الصولجان في المعبد ما يعني أنكم ستستبدلون بأربعة كهنة
    Şimdi lütfen Diva'ya gidip, taşları alın. tapınakta görüşürüz. Open Subtitles الآن إذهبي إلى المغنية رجاءً وإجمعي الأحجار وقابليني في المعبد
    Şimdi lütfen Diva'ya gidip, taşları alın. tapınakta görüşürüz. Open Subtitles الآن إذهبي إلى المغنية رجاءً وإجمعي الأحجار وقابليني في المعبد
    Doğal olarak tapınakta kalacak. Open Subtitles العمل أفضل من أن تبقى عاطلة ستسكن في المعبد طبعاَ
    Saat 3'te evde ol. Bütün gün onları tapınakta bekletemem. Open Subtitles عودي بحلول الساعة الثالثة لا أستطيع إبقاؤهم في المعبد طوال اليوم
    Annem bana parçalardan birini tapınakta sakladığını söylemişti. Open Subtitles قال لي الأم أنها تظل واحدة من القطع في المعبد
    Doğru. Ama tapınakta kaybettiğim adamlarımı severdim. Open Subtitles لا, ولكني اعجبت بالرجال الذين خسرتهم في المعبد.
    tapınakta karşılaştığımız kız. Hoş sesi ile güzel şarkılar söylüyordu. Open Subtitles إنها الواحدة التي إلتقينا بها في المعبد التي غنت بمثل هذا الصوت الحلو
    Bunların Avni´nin basına nasıl geldiğini öğrenebilmek için, senin tapınakta Radha ile ilgilenmeni istemiştim. Open Subtitles لماذا أفاني لديها هذا المرض لأعرف ذلك طلبت منك أن تجلس بجانب رادها في المعبد
    tapınakta eğitim alırken öğrendiğim B'omarr keşişlerinin manastırlarına benziyor. Open Subtitles يبدو حأحد الأماكن القديمة التي قرأت عنها في المعبد أثناء فترة تعليمي
    tapınakta kalanlara ne olduğunu bilmek istiyoruz. Open Subtitles نريد أن نعرف ما الذي حدث للناس الذين بقوا في المعبد
    Bu adadaysa ve yaşıyorsa tapınakta olmalı. Open Subtitles أعلم أنه إن كان على الجزيرة، وكان حياً، فسيكون في المعبد.
    Yüce Tapınak'ta olduğumu söyle. Dua etmeliyim. Open Subtitles و أخبرهم أنني سأبقي في المعبد الأعلى لأداء صلواتي
    Ancak, tapınaktaki yazıtlar üzerindeki çalışmalarımıza dayanarak, ziyaret etmek istediğimiz gezegenlerin bir listesini hazırladık. Open Subtitles و مع ذلك، طبقاً للكتابات التي في المعبد لدينا قائمة مؤلفة بأسماء العوالم التي قد نرغب بزيارتها
    Ona nilüfer tapınağında beklemesini söyledim. Open Subtitles أخبرتها أن تنتظر في المعبد . أنت لديك المال و الأسلحة هناك
    Saray olmayabilir, ama bilmecelere göre tapınağın içinde anahtarın için bir delik var. Open Subtitles ربما ليس القصر، ولكن وفقا للغز، ... في المعبد هناك حفرة لمفاتيحك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus