"في المقهى" - Traduction Arabe en Turc

    • kafede
        
    • Kafedeki
        
    • Kafeteryada
        
    • Cafe'de
        
    • kahve
        
    • Kafe'
        
    • kafeye
        
    • Kahvecide
        
    • kafedeyken
        
    Dinle, Lex'teki senin şu sevdiğin kafede buluşalım. Pizza dükkânının karşısındaki, hatırladın mı? Open Subtitles اسمعي قابليني في المقهى الذي تحبينه في ليكس مقابل محل البيتزا هل تذكريه
    Bu durumda da saat 8:00'de kafede buluşacağız. Anlaştık mı? Open Subtitles في هذه الحالة سنلتقي في المقهى عند الثامنة، اتفقنا؟
    İtalyancam üzerinde çalışıyorum, genellikle de bir kafede. Open Subtitles أتدرّب عادةً على لغتي الإيطاليّة في المقهى.
    Hayır, bu şaka değil. Kafedeki herkese sorabilirsin. Open Subtitles لا، هذه ليست نكتة يمكنكِ أن تسألي أي شخص في المقهى
    Kafeteryada çenesinde sakal olmayan son kişi olmak istemezsin. Open Subtitles أنا أُنمّي سكسوكة هذا جيّد، لا تُريد ان تُصبح آخر شخص في المقهى بدون ذقن
    Cafe'de konuşma yapacakmış ve geç kalmışlar. Open Subtitles أنّه يُتحدّث في المقهى و أنّهم متأخّرين.
    Ama güven bana, kahve dükkânında takılacak kadar vakti olan bir stajyere rastlamadım. Open Subtitles لكن ثق بي, لم أرَ أبداً طبيب مستجد لديه الوقت.. للتسكّع في المقهى..
    kafede ilk karşılaştığınızda... Open Subtitles في المرة الأولى التي التقيتما بها في المقهى
    Bazen karakolda, bazen kafede bazen onun evinde. Open Subtitles أحياناً في مركز الشرطة أحياناً في المقهى أحياناً في بيته
    Dün gece onunlaydınız, değil mi, kafede öldürüldüğü zaman? Open Subtitles أنت كنت معه، ليلة أمس في المقهى عندما قُتل
    Unutma, yakında olacağız ve kafede de bir adamımız var. Open Subtitles أننا لسنا بعيدين ورجالنا متواجدون في المقهى
    O kafede. Plana göre tek girişi ve tek çıkışı var. Open Subtitles إنه في المقهى وحسب الخرائط ليس في المبنى إلا طريق واحد للخروج والدخول
    Dediğim gibi, kafede bir silahlı soygun girişimi yaşandı. - Ulu Tanrım. Open Subtitles كان هناك سرقة بقوّة سلاحُ مُحَاوَلةُ في المقهى.
    Bu hediye bana geldiği sırada o da kafede oturuyor. Open Subtitles والآن، يَظْهرُ هي في المقهى كما هذا bauble الصَغير يَصِلُ.
    Koca kafede İspanyolca konuşmayan bir ben vardım. Open Subtitles كنت الوحيدة في المقهى التي لا تتحدث الأسبانية
    Ona bugün kafede bundan bahsettim. Open Subtitles دَعوتُه عليه أمس في المقهى. هو لَنْ يُدخلَ إليه.
    Kafedeki eski işime geri döndüm ve kendimi sorumlu hissedecek birini bile buldum. Open Subtitles عدت إلى وظيفتي القديمة في المقهى حتى أنني وجدتُ شخصًا شعرت أنه مسئولٌ مني
    Seni bugün Kafeteryada gördüm. Hep yalnız mı yersin? Open Subtitles لقد رأيتك في المقهى اليوم هل دائما تأكلين وحدك ؟
    Kişisel olarak bilgilendirilmen gerekiyor. 20 dakika sonra Cafe'de. Open Subtitles نعم؟ معلومات شخصية مهمه قابلني في المقهى بعد 20 دقيفة
    Bir yerde oturmuş birileri ile konuşuyoruz, sonra Hugh Jackman ile kahve dükkanında karşılaştığımız anı hatırlıyoruz. TED حيث أننا نجلس مع شخص نحادثه ، وفجأة نتذكر في ذلك اليوم حين قابلنا هوغ جاكمان في المقهى.
    Beş kişiyi öldüren silah, Kafe sahibininki değil. Open Subtitles المسدس الذي قتل هؤلاء الأشخاص الخمس في المقهى ليس ملك لمدير المقهى الأخبار الجيدة هي
    Hatırladığım isyancı bir grubun kafeye bomba atmasıydı Open Subtitles أتذكّر مجموعة مسلحة القت بقنبلة في المقهى.
    Aslında, Kahvecide tam sana göre birini buldum. Open Subtitles أظنني وجدتُ الرجل الملائم لكِ في المقهى
    Sonra kafedeyken gazeteye göz gezdiriyordum dopdoluydu. Open Subtitles ثمّ في المقهى وقعت في يدي ورقة صحيفة كَانتْ مليئة بأمور كثيرة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus