"في المكتب" - Traduction Arabe en Turc

    • ofise
        
    • ofisinde
        
    • büroda
        
    • ofisten
        
    • Ofiste bir
        
    • ofis
        
    • Ofisteyim
        
    • ofisine
        
    • ofisin
        
    • Büroya
        
    • Büro'
        
    • işyerinde
        
    • odasında
        
    • bir ofiste
        
    • ofisteki
        
    ofise baktım sadece bir kişinin o anda Akademi'de olduğunu gördüm. Open Subtitles أنظر في المكتب وأرى أنّ فرداً من جماعتي في أكاديمية الشرطة
    Tamam, onun ofisinde geçen tüm görüntüleri çekin-- her bir kareyi. Open Subtitles حسنا اسحبي كل الصور التي لديكي وهو في المكتب كل لقطة
    Bu bir hikaye çünkü o sırada büroda bir avukat var. Open Subtitles هذا ليس كافيا هناك قصة لأنه كان هناك محام في المكتب
    Keşke orada olsaydım. Tüm gün ofisten dışarı çıkmadım. Open Subtitles أتمنى ذلك، لكنني كنت محبوسة في المكتب طول اليوم
    Ayrıca, sadece Ofiste bir akşam yemeği. Le Cirque'de değil ya. Open Subtitles بالإضافة إنه مجرد عشاء في المكتب أقصد أنه ليس "لا سيرك"
    Adamımız, ofis'e girdiğinden beri bana kitap borcun yok mu senin? Open Subtitles ألم تتعهد إلي بكتاب منذ كان الرجل الطيب في المكتب ؟
    Hadi. Ben Ofisteyim ve burası korkunç. Ne yapacağımı söyle bana. Open Subtitles هيّا أنا في المكتب والمكان مخيف هنا أخبرني ما الذي أفعله
    Çok teşekkürler fakat ofise dönüp bazı işleri bitirmem gerekiyor. Open Subtitles أشكركما، ولكن.. عليّ أن أعود وأنهي بعض الأشياء في المكتب.
    Cihazı duvarın arkasındaki ofise koyacağız ve öğrencinin hareketlerini monitörleyeceğiz. TED وسوف نضع الجهاز في المكتب الآخر خلف الجدار، وسوف نقوم بمراقبته بينما يتحرك.
    Bir ofise tıkanıp gününü nasıl geçirebiliyorsun şaşıyorum. Open Subtitles أنا حقًا أتسائل كيف لك أن تقضي أيامك في المكتب.
    Çünkü eğer bir senatör ofisinde ölürse özel seçime gidilir. Open Subtitles لأنه حينما يموت سيناتور في المكتب يطلق ذلك انتخابات خاصة
    Washington'da Amerika Birleşik Devletleri başkanı oval ofisinde oturuyor El Kaide'yi Yemen'de vurup vurmama konusunu değerlendiriyor. TED في واشنطن، رئيس الولايات المتحدة يجلس في المكتب البيضاوي، يقيّم أن يقوم أم لا بضرب القاعدة في اليمن.
    Seni daha iyi bir iSe verecekler ve ön büroda olacaksin. Open Subtitles همسيحرّكونكإلىوظيفةأفضل ، وستكون في المكتب الأمامي
    Şey, kendi öykümde, görüyorsunuz, aslında bir büroda öldürülmüş olamazdı, çünkü o, uh, başka bir yerde idi. Open Subtitles في قصتي كما سترى لا يمكن قتله في المكتب لانه كان
    ofisten bana iki bilet verdiler. Open Subtitles عرض لبوب رولر لقد منحوني تذكرتين في المكتب
    Evet, öyle.. şimdi konuşamam beni sonra ofisten ara. Open Subtitles 30 أجل، لا يمكنني مكالمتك الآن إتصلي بي في المكتب لاحقاً
    Büyük ihtimal Ofiste bir kaç maskemiz vardır. - Eğer getirmemi isterseniz... Open Subtitles ربما بلدينا ضعة أقنعة في المكتب إذا أردتما إرتدائها
    Babam şerif ünvanını kaybettikten sonra özel dedektiflik lisansını aldı ve ofis açtı. Open Subtitles عندما أنتهى عمل أبي في المكتب, حصل على رخصة محقق خاص وفتح وكالة.
    Şu an Ofisteyim ama cep telefonumdan her zaman arayabilirsin. Open Subtitles أنا في المكتب الآن ولكن يمكنك دائما الاتصال بي على جهازي الخلوي
    Bak, ofisine mesajlar bırakıyorum ve sen bana geri dönmüyorsun. Open Subtitles اسمع,لقد تركت لك رسالة في المكتب و لم تعاود الاتصال
    Efendim, ofisin hiçbir yerinde gizlenmiş elektronik aygıt yok. Open Subtitles حسنا، ليست هناك أجهزة إلكترونية مخفية هنا في المكتب في أي مكان
    Büroya dinleme cihazı yerleştirdiğin iyi olmuş. Open Subtitles من الجيّد أنكِ قد وضعتِ أجهزة تنصّت في المكتب
    Biz de en az senin kadar Büro'da yükselmeni istiyoruz. Open Subtitles نرغب بحصولكِ على تلك الترقية في المكتب بقدر رغبتكِ فيها
    Sana işyerinde içki yasak demiştim. Sana güvenebileceğimi sanıyordum. Open Subtitles سبق وأن قلت لك لا خمور في المكتب اعتقدت أنه يمكنني الوثوق بك
    Daha iyi uyuyorum ve ofiste daha enerjiğim... ve yatak odasında. Open Subtitles أملك قوة أكبر في المكتب وفي غرفة النوم أيضاً
    Geleneksel bir ofiste, yılın 48 haftası aynı yerdesinizdir ve sadece üç veya dört hafta ayrı olursunuz. TED في المكتب التقليدي، أنت تتواجد في نفس المكان خلال 48 أسبوعًا في السنة ويمكن أن تبتعد لمدة ثلاثة أو أربعة أسابيع.
    Nasıl oldu da ofisteki onca kişiden bir tek ben seninle geldim? Open Subtitles كيف من بين كل الذين في المكتب أنا الوحيدة التي ذهبت معك؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus