"في انتظار" - Traduction Arabe en Turc

    • bekliyorum
        
    • bekliyor
        
    • bekliyoruz
        
    • bekliyordum
        
    • bekledim
        
    • beklerken
        
    • bekliyorsun
        
    • beklemek
        
    • bekleniyor
        
    • bekleyeceğim
        
    • bekleyen
        
    • bekliyordu
        
    • bekliyorlar
        
    Hâlâ kan testi sonuçlarını bekliyorum ama ciğerlerinde önemli miktarda sıvı var. Open Subtitles أنا في انتظار للدم وتوإكس. كان هناك الكثير من السوائل في رئتيها.
    Ben de Büyük Balkabağı'nı bekliyorum ama hiç gelecek gibi görünmüyor. Open Subtitles لقد كنت في انتظار اليقطين الكبير و هو لم يظهر أبداً
    On milyonlarca iş ortaya çıkmak için bekliyor ve bu da beni harekete geçiren bir başka faktör. TED هناك عشرات الملايين من الوظائف في انتظار إطلاقها، وهذا هو الشيء الآخر الذي جعلني أتحرك.
    Olay yeri kaynıyor, biz de burada oturmuş taksicilik için bekliyoruz. Open Subtitles نحن ننتظر هنا ونقف ونجلس هنا في انتظار أخذ سيارة أجرة
    Bu anı uzun zamandır bekliyordum, Leroy. Open Subtitles لقد كنت في انتظار فترة طويلة لهذا، ليروي.
    Burada, duvarımın ardında tam bir karantinada bekliyorum solucanları gelsinler diye! Open Subtitles في عزلة تامة هنا خلف جداري في انتظار الديدان ان تأتي
    Doktor Bailey'e göre, sadece beni öldürecek olan enfeksiyonu bekliyorum. Open Subtitles وفقا للدكتور بيلي، أنا فقط في انتظار العدوى التي ستقتلني.
    ABD'de yaşayan Ugandalı bir göçmenim ve sığınma başvurumun onaylanmasını bekliyorum. TED أنا مهاجر من أوغندا وأعيش بالولايات المتحدة في انتظار أن تتم الموافقة على طلب اللجوء الخاص بي.
    Sadede gelin Doktor. Çözümünüzü bekliyorum. Open Subtitles . هذا إبتذال ، يا دكتور أنا في انتظار الحل
    20 yaşındayım ve tam 20 yıldır evleneceğim günü bekliyorum. Open Subtitles عمري 20 سنة و لقد كنت في انتظار 20 عاما لاتزوج
    Kendisi kışkırtma ve cinayete teşvikten yargılanmayı bekliyor. Open Subtitles انه في انتظار محاكمته بمعارضة القوانين و التحريض على القتل
    Çünkü otobüs bekliyorum ve gelecek hafta da bekliyor olacağım. Open Subtitles فقط لأن أنا في انتظار للحافلة، وسأكون في انتظار الأسبوع المقبل.
    Cenova basın sözcüsü, aramanızı bekliyor. Open Subtitles سكرتيرة من الصحافة الجينوفية في انتظار محادثتك
    Hâlâ biyopsi sonucunu bekliyoruz ama bunun iyiye işaret ettiği ortada. Open Subtitles ما زلنا في انتظار نتائج الخزعة، لكن واضح أنّها إشارة جيّدة
    Ama çoğu zaman, sadece sonsuza kadar oturup bekliyoruz. TED ولكن الأغلب أننا جميعا نجلس إلى الأبد، في انتظار.
    Altı saattir burada bunu demeni duymak için bekliyordum bende. Open Subtitles لقد كنت في انتظار هنا للساعات الستة الماضية فقط لسماع أقول لكم ذلك.
    Hayatım boyunca senin gibi bir kadın bekledim. Open Subtitles لقد كنت في انتظار لامرأة مثلك حياتي كلها.
    Downing Sokağı'nın resmi açıklamasını beklerken halk, görüşlerini dile getiriyor. Open Subtitles و مازلنا في انتظار الرد الرسمى الامة تعبر عن رأيها
    Tam zamanında geldin. Ne zamandır bekliyorsun orada? Open Subtitles هذا امر جيد توقيت متى كنت في انتظار العودة الى هناك؟
    Ama beylerin beklemek isteyeceklerini hiç sanmıyorum. Open Subtitles ولكن لا أعتقد أن هؤلاء السادة تريد أن تبقى في انتظار.
    Fakat son olarak bir biyopsi raporu bekleniyor gibiydi - iyi uylu ya da habis Open Subtitles لكن مؤخراَ كنا في انتظار تقرير فحص الدم ورم حميد أو خبيث
    Köyde sizden hayırlı haber bekleyeceğim. Open Subtitles سأكون في القرية في انتظار أخبار جيدة منك
    Ve hackerlar için DNA sadece hacklenmeyi bekleyen başka bir işletim sistemi. TED والحمض النووي للمخترقين، مجرد نظام تشغيل في انتظار أن يتم اختراقه.
    Orada durmuş bekliyordu... herhangi bişi sormadan yada merhamet beklemeksizin. Open Subtitles كان واقفاً هناك في انتظار لم يسأل أو يتوقع الرحمة
    Örneğin, Avarlar Ravenna'nın otoritesine başkaldırmak için doğru zamanı bekliyorlar. Open Subtitles على سبيل المثال، افاري في انتظار اللحظة المناسبة للتمرد ضد سلطة رافينا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus